Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'süreç' hakkında yaptığı değerlendirmede DEM Parti’ye seslenerek, “Maksimalist taleplerin gündeme gelmesinden kaçınmalıyız. Şehitlerimize gencecik cesetler demek doğru değildir” ifadelerini kullandı.
Bahçeli geçen hafta DEM Parti grup toplantısında “Öcalan” sloganları atılmasına da değinerek, “TBMM çatısı altında taşkın sloganlara asla yer yoktur” dedi.
DEM PARTİ'DEN BAHÇELİ'YE SON DAKİKA YANITI
Partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, MHP lideri Bahçeli'nin 'Maksimalist taleplerin gündeme gelmesinden kaçınmalıyız' ifadelerine yanıt verdi.
Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "Herkes ve hepimiz 'Terörsüz Türkiye' hedefinin sekteye uğramamasına özenle dikkat etmeliyiz. Maksimalist taleplerin gündeme gelmesinden kaçınmalıyız" sözlerine değindi.
Bakırhan şöyle konuştu:
"DEM Parti, bu ülkede yaşayan her yurttaş için adaletçinin, özgürlüğün ve eşitliğin temel taşlarını inşa etmek için uğraşıyor DEM Parti.
DEM Parti'nin somut talepleri de şunlardır:
- Herkese aynı nazardan bakan ve herkesi kapsayan anayasal bir yurttaşlık istiyoruz.
- Keyfilik rejimi değil hukukun üstünlüğünü talep ediyoruz.
- Kayyumların değil iradenin esas alınması gerektiğini istiyoruz.
- Sözün, basının ve örgütlenmenin özgürce nefes alabildiği kamusal bir alan olsun istiyoruz.
- Ana dilde eğitim hakkını istiyoruz.
- Yerelin sözünün duyulduğu, kararının yerelden filizlendiği bir demokrasi istiyoruz.
- Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve infaz yasası başta olmak üzere temel yasalarda acilen düzenlemeler yapılsın istiyoruz.
- Hakikat, adalet ve onarım eksenli bir geçiş dönemi yasasıyla yola revan olalım istiyoruz.
- Hasta ve siyasi tutsakların bırakılmasını, cezaevlerinin rahatlatılmasını istiyoruz.
- Siyasi sebeplerle sürgünde bulunan yol arkadaşlarımızın bir an önce kendi topraklarına dönmesini istiyoruz.
"TALEPLERİMİZİN HANGİSİ UÇUK?"
"Şimdi sizlere soruyorum. Şu ana kadar saymış olduğumuz taleplerin hangisi abartılı? Hangisi uçuk? Hangisi maksimalisttir? Emin olun hiçbirisi değildir. Çünkü biraz önce saydığım taleplerin tamamı, çoğu asgari demokrasinin olduğu bütün ülkelerde aslında zorun olacak meseleler değildir. Peki Dem Parti bu düzenlemeleri kim için istiyor? Bütün Türkiye için, 86 milyon için istiyor. Diyarbakır'da ana dil özgürlüğü neyse İstanbul'da adil yargı güvencesi odur. Trabzon'da ifade özgürlüğü neyse Hakkari'de yerel kararlara katılım hakkı odur."
HAKAN TOSUN'UN ÖLÜMÜ
Bakırhan sözlerine, "Gazeteci Hakan Tosun'a saldırı yapanların kim olduğuna dair kamuoyunun aydınlatılmasını diliyorum. Öte yandan Rojbin Kabaiş'le ilgili durumun açığa çıkmasını istediğimizi belirtiyoruz. Neden öldürüldüğü, açıklanmaması eleştiri konusudur. Katillerinin peşindeyiz" ifadeleriyle başladı.
"KOMİSYONUN, ÖCALAN'LA GÖRÜŞMESİNİ TABUYA ÇEVİRMEMELİYİZ"
Süreç komisyonuna ilişkin de konuşan Bakırhan, "Komisyonun son bir dinleme daha yapması gerekiyor. Sayın Öcalan'ı dinlemesi gerekiyor. Son kırk yılda Sayın Öcalan ne zaman konuştuysa hep barış gündeme geldi. Yüz yıllık bir meselenin çözümünü konuşurken ürkek olunmaz. Önyargılarımızı bir kenara bırakmak lazım. Komisyonun Sayın Öcalan'la görüşmesini tabuya çevirmemeliyiz. Gelin bu yasama yılını Türkiye tarihinin çözüm yılı yapalım" dedi.
"DEM PARTİ KİMİN TARAFINDA SORUSUNA SÜREKLİ MUHATAP OLUYORUZ"
Bakırhan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Trabzon'da ifade özgürlüğü neyse Hakkari'de yerel kararlara katılım hakkı odur. Bunlar ayrı değil, aynı özgürlük ağacının dallarıdır. Bir dal kırılırsa tüm ağaç yara alır. Mardin'deki kayyumun İstanbul'a nasıl sıçradığını hep beraber gördük.
Bugün Kürt'e, Süryani'ye, Alevi'ye, Ermeni'ye yapılan ayrımcılık yarın gelir herkese döner. Bu yüzden yerel demokrasi güçlendiğinde, özgürlükler arttığında sadece bir bölge değil tüm ülke kazanır. Kürtlerin hukuku tanındığında Türkiye demokratikleşir, Ortadoğu istikrara kavuşur. Hukukta eşitlik sağlandığında sadece bir grup değil herkes rahat nefes alır.
Farklılıklara saygı kök saldığında toplumun tamamı özgürleşir diyoruz ve bunun mücadelesini yürütüyoruz. Evet, DEM Parti ne istiyor diye soranlara yanıtımızı verdik. Bir de DEM Parti kimin tarafında sorusuna sürekli muhatap oluyoruz. İşte henüz öğrencilik dönemimiz demek ki bitmedi. Bizim dışımızda da bu kadar soruya muhatap olan başka bir siyasi parti var mı onu bilemiyorum. Umarım artık bu soruları bundan cevaplarını bundan sonra tekrar etmeyiz."
"SONDA SÖYLEYECEĞİMİ EN BAŞTA SÖYLEYEYİM..."
"Evet, DEM Parti kimin tarafında sorusuna da yanıt vermeye çalışacağım. Çözüm konuşulunca birileri bizi iktidardan taraf göstermeye çalışıyor, işte şimdi olduğu gibi. Seçim dönemlerinde ise tam tersine biz birileri bizi başka bir partinin payandası olarak göstermeye çalışıyor. Sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim değerli arkadaşlar. Biz halktan, emekçiden ve ezilenlerden yanayız.
İki siyasal kutba sıkıştırılmak istenen toplumun nefesiyiz, sesiyiz 3. yoluz. Siyaset aklımız hem çözüm masasında imkan arar hem de meydanlarda adalet talep eder. İkisi de gereklidir. İkisi de meşrudur. İkisi de haklıdır. Biz hem konuşmayı hem de haksızlıklara karşı durmayı bilen bir gelenekten geliyoruz. Hem Diyarbakır'da hem İstanbul'da kayyum atanan belediyelerin önünde halk iradesini savunan bizlerdik. Meclis kürsüsünde arkadaşlarımızla birlikte barış yasalarını savunan da biziz."
"DEM PARTİ HANGİ İTTİFAKIN İÇİNDE OLACAK?"
"İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine karşı en önde yürüyen kadın yoldaşlarımızın arkadaşları da biziz. Başörtüsüyle kamusal alanda var olmak isteyen kadınların mücadelesini de tüm biz savunduk. Cudi'den Soma'ya, Munzur'dan Kazdağları'na uzanan biziz. Bize sıkça soruyorlar. DEM Parti hangi ittifakın içinde olacak? Cevabımız nettir ve yine samimiyetle söylüyoruz. Demokrasiden, eşitlikten, özgürlükten, adaletten yana olan herkesle konuşuruz. Yönümüz, yönümüzü koltuklar değil ilkeler belirler. İttifakımız demokrasiye ve adalete adanmış herkesledir.
Ya onun yolu ya bunun yolu diyenlere karşı biz iki tarafın da düşünmediği 3. yoluz. 3. yol nedir? 3. yol otoriterliğe evet demeden, statükoculuğa teslim olmadan hakların hakkını aramak ve özgürleşmesini sağlamaktır. 3. yol Kürtleri oy deposu olarak görenlere de Kürtleri kol gücü olarak görenlere de aynı mesafede karşı durmaktır.
Neden? Peki neden 3. yoluz? Nerede 3. yoluz? Barış konusunda biz 3. yoluz. Bakın siz de izliyorsunuz. Bir süreç tartışması yürüyor. Kürt meselesini güvenliğe, terör parantezine sıkıştırmadan anlatmaya çalışan bu meclisteki tek partiyiz. Ekonomide 3. yoluz. İktidar diyor ki her şey iyi gidiyor. Ana muhalefet diyor ki biz iktidara gelince her şey düzelir. Biz de diyoruz ki koltuktaki kişi değişince ekonomi düzelmez. Politikalar da değişimim olmadan ekonomi düzelmez.
Bunu da ancak DEM Parti yapar. Demokrasi anlayışımızda 3. yoluz. İktidar diyor ki millet iradesi biziz. Ana muhalefet diyor ki iktidar değişir, sorunlar çözülür, demokrasi gelir. Peki biz ne diyoruz? Biz diyoruz ki iktidar değişse bile rejimin karakteri değişmeden dönüşüm olmaz. Çünkü Türkiye'de çok iktidar değişti ama aynı karakterle rejim devam etti."
DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ'A SELAM GÖNDERDİ
"Güçler ayrılığı olmadan, bağımsız yargı olmadan, ifade özgürlüğü olmadan, yerel demokrasi olmadan değişim olmaz diyoruz. Dış politikada da 3. yoluz. İktidar diyor ki milli çıkarlarımız için sınır ötesine de gideriz ki gidiyorlar da bazen. Muhalefet de suskunlukla bunu izleyerek destekliyor. Biz diyoruz ki bölgesel barış ancak demokratik müzakere ve barış diplomasisiyle olur. Sınır ötesine silah göndererek, asker göndererek olmaz. Ne iktidarın gölgesinde siyaset yaparız ne de başka partilerin yedeğiyiz. Biz halkımızla omuz omuza özgürlüklere, barışa, demokrasiye yürüyen gerçek bir yoluz. Evet, yürüdüğümüz bir yol var.
Bu yol kolay değil. Bu yolun yolcuları cezaevlerinde, sokaklarda direnişte vazgeçmeden devam ediyorlar. Ama biz bu yolun kazandıracağını, kazandıracağını biliyoruz. Umudumuz büyük, inşallah kazancımız da büyük olacaktır. Bu vesileyle 3. yolun adı olan HDP ve HDP'nin kuruluş yıl dönümünü kutluyoruz. 15 Ekim bu geleceğin kuruluş yıl dönümüdür. Bu onurlu mücadelede bugüne kadar hayatını kaybeden yoldaşlarımı saygı ve minnetle anıyorum. Yine başta Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Kobani Kumpas davasında yargılanan arkadaşlarımız ile şu anda cezaevinde bulunan tüm arkadaşlarımızı da arkadaşlarımızı da grup toplantımızdan selam, sevgi ve saygılarımı gönderiyorum."
GAZZE'DE ATEŞKES
"Yine hem ülkemizin hem dünyanın Ortadoğu'nun önemli gündemlerinden birisi de Gazze'dir biliyorsunuz. Bütün dünyanın konuştuğu önemli gündemlerin başında Gazze'deki büyük acılar ve barış umudu geliyor. Gazze'de uzun ve acı bir kabusun ardından bir ateşkes ilan edildi. On binlerce sivilin, binlerce çocuğun hayatını kaybettiği bu büyük trajedide insanlık tarihine kara bir leke olarak yazıldı.
Ateşkes elbette önemlidir. Her ateşkesle hayatlar da kurtuluyor. Ama hepimiz biliyoruz ki ateşkes tek başına barış değildir. Kalıcı barış için adil, kapsamlı bir çözüm şarttır. Barışın kalıcı olabilmesi için de Filistin halkının haklı meşru talepleri karşılanmalıdır. Dem parti olarak Filistin halkının meşru haklarını sonuna kadar savunduk, savunmaya devam edeceğiz."