İsrail ile İran'ın ateşkesi delmesinin ardından çatışmalar alevlenirken İran'da rejim çökerse oluşacak mülteci akını Ankara'yı harekete geçirdi. Olası mülteci akını akıllarda soru işareti yaratırken iktidar İranlı ve Afgan mülteci hazırlığını tamamladı.
İsrail ile İran arasındaki çatışmalar nükleer tesisler gerekçe gösterilerek başlasa da ABD ve İsrail'in açıklamaları füzelerin hedefine İran rejimini koydu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, İran dini lideri Ayetullah Hamaney'in suikastını gündeme getirmesi ve İran halkını rejime karşı ayaklanmaya çağırması çatışmaların gündemini değiştirdi.
Eski İran şahının oğlu Rıza Pehlevi'nin de İslam Cumhuriyeti'nin çöküş sürecine girdiğini belirterek, "Şimdi ayağa kalkma zamanı" sözleri ile İran halkına çağrı yapınca akıllarda rejim çökerse Türkiye'nin olası mülteci akınında ne yapacağı merak konusu oldu.
İsrail ve İran arasındaki savaş ateşkes ihlali ile yeniden alevlenirken olası bir mülteci akını da Ankara’nın öncelikli gündemi haline geldi.
Ateşkesin ihlali ile gelen açıklamalar çatışmaların daha da şiddetleneceğine işaret ederken ortaya çıkacak kaos sebebiyle yüzbinlerce İranlı Türkiye'ye akın edebilir. Ancak Ankara, bu ihtimali göz önünde bulundurarak önemli kararlar aldı.
İran'dan gelecek Afgan ve İranlı mülteci akımının nasıl karşılanacağı konusunda şimdiden karar verildi. Hükümet, yeni bir göç dalgasını önlemek için hazırlık yapmaya başladı.
The Middle East Eye'dan Ragıp Soylu'nun haberine göre, hükümet, yeni bir göç dalgasını önlemek için geçen yıl Eylül ayında muhtemel senaryoları çalışmaya başladı. Kaynaklara göre, İsrail ve İran arasında geniş çaplı bir savaş çıkarsa bir milyon İranlının Türkiye sınırına yönelebileceği hesaplanıyor.
Hükümet, Suriyeli mülteciler arasında ülkelerine dönüş süreci başlasa da toplumda bu konuda hassasiyet olduğunun farkında. Suriyeli mültecilerin toplumda yarattığı gerginlikten ders alan Ankara yönetimi, İranlı mültecilere sınırlarını kapatacak.
İran’dan acil insani yardıma muhtaç olanlar dışında kimseyi kabul etmeme eğiliminde olacak. İranlıların vizesiz giriş hakkı devam etse de sınırlarda ek önlemler alındı.
İran’daki 4,5 milyon Afgan’ın Türkiye’ye yönelmesi endişe yaratıyor. Ancak uzmanlara göre şu anda böyle bir hareketlilik yok.
İran’daki Türkçe konuşan Azerbaycanlı'ların ise sınırda toplanması durumunda Türkiye’de mülteci tartışmaları yeniden alevlenebilir.
Fakat şu an için böyle bir gelişme de öngörülmüyor. Geçen hafta Türk savunma kaynakları, İran sınırında kontrolsüz bir göç olmadığını, gerekli askeri hazırlıkların yapıldığını belirtti.
Yine de İran’daki rejimin çökmesi durumunda, aralarında üst düzey yetkililerin de bulunduğu İranlı elitlerin Türkiye’ye sığınma ihtimali dikkat çekiyor.
Son yıllarda birçok İranlı Türkiye’den ev aldı ya da yatırım yoluyla vatandaşlık kazandı. İçişleri Bakanlığı verilerine göre bu yıl itibarıyla 76 bin İranlı Türkiye’de oturma iznine sahip. 2019’dan bu yana 35 bin İranlı ev satın aldı.
Aralarında çok sayıda İranlı yetkili ve asker de bulunuyor. Geçen yıl Cumhurbaşkanı Reisi’nin ölümünden sonra İran Meclis Başkanı Ghalibaf’ın İstanbul’da lüks dairelere sahip olduğu iddiası gündeme gelmişti.
İran’daki rejimin yıkılması halinde bu tür kişilerin Türkiye’ye sığınması bekleniyor. Uzmanlar, Türkiye’nin bu kişilere kapıyı tamamen kapatmayacağını düşünüyor.
Kaynak : halktv.com