ZULMÜN KARŞISINDA SUSMAK ONA ORTAK OLMAKTIR
Tarih, sadece bir coğrafyanın acılarını yazmaz. Tarih; o coğrafyaya kayıtsız kalan insanların ve insanlığın suskunluğunu, vicdanların körlüğünü, kalplerin nasıl taşlaştığını da yazar. Yarının tarihi bugün, Gazze’de, insanların nasıl hunharca katledildiğini, insanlığın nasıl yerle bir olduğunu yazacak ve yarın; bugünü yaşayanların torunları dedelerini lanetle anacak.
Evet, 7 Ekim 2023’ten bu yana katil İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 54 bin 510’a ulaştı. Son 24 saatte 40 can daha katledildi. Bunların çoğu çocuk… Annesiz kalan bebekler, evsiz kalan yaşlılar, toprağa düşen dualar...
Evrensel hukuk kurallarını çiğneyen, insan haklarını çöplüğe atan, Birleşmiş Milletleri yok sayan bu zihniyetin önünde duracak tek bir devlet yok. ABD’nin, İngiltere’nin açık desteğini alarak azgınlaşan bu küresel çete, sadece Gazze’yi değil insanlık değerlerini de yıkıyor, kurşunluyor, bombalıyor ve yok ediyor.
Bu açık bir soykırımdır. Bu planlı bir etnik temizliktir. Bu, vicdanı olan herkesin uykularını kaçırması gereken bir vahşettir. Ancak ne acıdır ki dünya liderleri hâlâ diplomatik nezaket dilindeler. Hâlâ "endişeliyiz" deyip arkasına saklandıkları ikiyüzlülük perdesinden bakıyorlar katliama.
Dünyada yaklaşık 200 devlet var. Çin’in Doğu Türkistan’a uyguladığı soykırımın dışında hiçbir halk bu kadar sistematik bir zulme, bu kadar planlı bir kıyıma, bu kadar aleni bir barbarlığa uğramadı. Çağımızın vahşeti bu soykırım; modern maskelerle, medya ambalajlarıyla, demokrasi ve güvenlik kılıflarıyla gizlense de bir büyük vahşet ve barbarlıktır.
2,5 milyarlık İslam âlemi suskun… Birkaç protesto, birkaç çağrı dışında hiçbir somut adım yok. Oysa İsrail’in petrolü yok, doğal kaynağı yok; Ne yazık ki insani değerleri katleden İslami değerleri ayaklar alına alan bu vahşet, Arap sermayesiyle, İslam ülkelerinin kayıtsızlığı ve vurdumduymazlığı ile güçlenmeye devam ediyor. Gazze bombalanırken Tel Aviv’e yatırım yağıyor. Gazze açlıktan kırılırken İsrail vahşetine ABD ve İngiltere alkış tutuyor. Dünyanın bu suskunluğu sadece zulmü meşrulaştırmakla kalmıyor; soykırımı da destekliyor.
Ey insanlık!
Gazze yanıyor, gök karanlık. Toprak susuz, insanlar ışıksız, çocuklar aç ve uykusuz. Evlatları İsrail vahşeti ile öldürülen anneler, taş basıyorlar bağırlarına evlatlarının yerine...
Burası yeryüzünde bir bölge bir şehir değil; yüreklerin gömüldüğü büyük bir mezarlık.
İsrail bombalıyor, dünya izliyor. Vicdanlar vahşete kapalı, gözler mühürlü... Atılan her bombada üç çocuk iki genç yürek, bir anne bir baba, bir nine ile birlikte insanlık ölüyor. Ses yok!
Bir çocuk var: Adı Muhammed, belki Yusuf, Elif, Ayşe, Tuba… Oyuncağını ararken yıkıntılar arasında başına füze düşüyor. Yüzünde yarım kalmış bir tebessüm, yüreğinde hiç açmayacak bir bahar…
Ey dünya!
Eğer hâlâ insan kalmışsan; dön bak kendine! Bir çocuğun gözyaşında boğulmadan vicdanını yeniden inşa et!
Ey kendine insan diyeler,
Siz ne zaman açlıktan ölen, susuzluktan kavrulan çocuk cesetleri karşısında gözlerinizi kapatmayı bırakacaksınız?
Ey Müslümanlar!
Siz; ite küfredip, sahibine saygıda kusur etmeyenler… Siz ne zaman mazlumun yanında saf tutacaksınız? İnanalar bilirler ki zulme sessiz kalanlar, zalimin dilini konuşurlar.
Ey Amerika,
Ey İngiltere,
Zulme destek olmaktan, ona arka çıkmaktan, Siyonist İsrail’in yaptığı soykırımı, vahşeti, barbarlığı desteklemekten ne zaman vazgeçeceksiniz?
Siz, İnsanlık havarisi görünümlü Avrupa,
Siyonist İsrail’in yaptığı bu insanlık dışı vahşetin ne zaman farkına varacaksınız?
Siz, Birleşmiş Milletler,
Size söyleyecek sözüm kalmadı artık. Çünkü gereksiz ve anlamsız bir kuruluş olduğunuzu dünya âlemle birlikte biz de gördük.
Siyonist İsrail, ABD ve İngiltere desteğiyle her gün insanlık tarihine yeni bir kara sayfa ekliyor. Ama unutmasınlar; her zulmün bir bedeli, her katliamın bir hesabı vardır. O hesap mahşere kalmadan, bu dünyada da sorulacaktır.
Unutulmasın ki: Gazze, sadece bir şehir değildir. Gazze; suskun vicdanların, görmezden gelen devletlerin, insanlık adına iflas eden medeniyetin aynasıdır.
Ve biz o aynaya bakarken ne görüyoruz?
Eğer hâlâ görebiliyorsak...
Hadi ÖNAL/ 10 Haziran 2025/ Elazığ