Atina’da üç gün
Komşuda ne var ne yok, her şey medyadan izlediğimiz gibi mi yoksa yeni gelişmeler var mı? Bizden gelip burada ev alanların sayısı hayli fazla da…
İstanbul’dan bu mevsimde 5-6 bin liralık gidiş-dönüş ucuza bir bilet alır, 1,5 saatlik bir uçuştan sonra Atina’ya varırsanız eğer, iyi bir havaalanı ve yer hizmetleri görürsünüz. Ama ilk defa geliyorsanız, Akropolis’in bulunduğu tepe hariç dümdüz ve hayli eski bir şehirle karşılaşırsınız.1980 öncesi Türkiye’sinin orta şehirlerinden biri gibi.. Yeni bina pek yok. Gri tonun hakim olduğu eski binaların bazılarını ya güçlendirmişler ya restore etmişler ya da öyle harap şekilde bırakmışlar. Şehir merkezindeki binaların çoğunun çatısı düz, kiremitli çatıya çok nadir rastlanıyor.
Cadde ve sokaklar bizden iyi, eğer grev yoksa çok temiz ve bakımlı, hepsi de ağaçlı. Bu yüzden şehrin yolları yemyeşil. Ağaç kesmek, budamak izne bağlı. İzinsiz işlemlerin çok ağır cezası var. Bizdeki gibi zeytini, inciri, mandalinayı ya da tüm ağaçları aklının estiği gibi kesemiyorsun. Yamalı asfaltları hiç yok. Atina’da sokakta kedi ya da başıboş köpek göremedim. Ayrıca duvarı graffiti protesto yazısız duvar pek yok. Yunan’lılar her şeye tepkili, grevsiz ve protestosuz günleri geçmiyor. Buna rağmen, Parlamento binasının önündeki polis otobüsü ve çevresindeki 20-25 polis hariç, ortalıkta pek resmi polis görünmüyor.
Herhalde sivil çalışıyor olmalılar.
Bizim Kadıköy’ün yarısı kadar bir yer Atina. Nüfusu 5 milyona yakın. Parlamento ve Bakanlıklar çevresi ile Kolonaki, Syntigma, Plaka ve Pire yolu üzerindeki semtlerde 3-4 katlı lüks ve modern binalar, apartmanlar var. Buralarda kiralar 1800-2000 euro’nun üzerinde. Ama şehir merkezinde ortalama kira 700-1300 euro arasında geziniyor. Enerji üretimleri olmadığı için elektrik çok pahalı. İsteyen şehir suyunu çok ucuza hatta lokantalarda bedava içebiliyor. İşçinin asgari ücreti 1027 euro, bizim (50-51.000 TL)gibi. Üst düzey memurlar daha fazla alıyorlar tabii. Emekli maaşları 1080 Euro’dan başlıyor, asgari ücretin de üzerinde. Bizden ne kadar farklı değil mi? Ama biri 11 milyonluk nüfusa sahip ve Avrupa Birliğinin büyük desteğiyle rahat yaşamaya çalışan bir ülke. Diğeri yani biz ise 80 milyonu aşkın nüfus, enflasyon, geçim sıkıntısı ve dış borç yoğunluğu altında zorlanıyoruz.
Yunanistan’ın emekli sayısı 3 milyona yakın. Bizimki ise 17 milyon, yani neredeyse her 4 kişiden biri emekli bizde. Hangi bütçe dayanır buna? Oy alacağız diye galiba toptan emekli edeceğiz milleti. Atina’da yaşam kalitesi yüksek, hayat Avrupa’dan ve bizden daha ucuz. Bu genel bilgileri verdikten sonra, gelelim bize nasıl baktıklarına…Dün nasıl bakıyorlarsa, bugün de aynı bakıyorlar. Halkın ve politikacıların bakışı farklı. Halk sarmaş dolaş Türklerle, düşmanlığı politikacılar besliyor ve körüklüyor. Sokaktaki insan böyle düşünüyor. Hele yeni nesil, okullarda Türk düşmanlığını aşılayan dersleri görmelerine rağmen, hiç de öyle bakmıyorlar geçmişe. Dün dünde kaldı, bugün ise çok farklı der gibiler. Fanatikler mutlaka vardır ama, öyle insanları rahatsız edenleri pek yok ortalıkta.
Tek ciddi gelirleri turizm olduğu için, insan ve hizmet ilişkileri çok güçlü. Turisti kandırmanın ve kazık atmanın bedeli çok ağır Yunanistan’da. Yönetimin hiç şakası yok. Çok ağır para cezası veriyorlar ya da dükkanı 2-3 ay kapatıyorlar. Turizm organizasyonları ve turist personelleri çok iyi. Her şeyde fiyat istikrarı var. Kimse pazarlık yapamıyor, fiyatı düşüremiyor. Ulaşım düzgün, metro ve otobüslerle troleybüsler iyi çalışıyor.7000 civarında vatandaşımız Yunanistan’da ev almış. Bunun yarısından fazlası Atina ve 20 dakika ötedeki Pire’de yaşıyor. Atina’da evler 350-400 bin Euro civarında. Pire ve ötesinde ise,200-250 bin euro’ya da evler var.250 bin Euro ödeyip ev alanlara beş yıl oturma izni veriyorlar. Daha pahalı evleri alanlar da, vatandaşlığa 6 ay içinde ulaşıyorlar.
Atina ve Pire’de güzel, her keseye uygun otel, motel, apartlar var. Ama bizimki kadar lüks otel ve tatil köylerine sahip değiller. Yiyecek fiyatları, et-balık bizden ucuz ama, halk yine de pahalılıktan şikayetçi. Son ama önemli bir gözlemimi de sizlere iletmeliyim. O da ana caddelerde ve bulvarlarda sokakta yatanlara fazla miktarda rastlanıyor. Polis bunlara nedense hiç dokunmuyor. Bu gözlemlerle cennet vatanıma dönüyorum. Atina’da çok turistin görmek içim koştuğu Akrapolis’ten çok daha değerli, görkemli, elli katı fazla kültür varlığımız, antik kentlerimiz var ama, biz Yunanlılar gibi başarıyla tanıtamıyor ve değerlendiremiyoruz maalesef. İlerde bunu da başarırız inşallah…













