TBMM’si, TÜRKİYE BÜYÜK MENFAATLER MECLİSİ Mİ OLDU?
Tarih 2 Kasım 2022. Konu, çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğini zehirleyen, toplumu içten içe çürüten bir bela: “madde bağımlılığı...” TBMM’sine bir araştırma önergesi veriliyor. Kim tarafından verildiği önemli değil. Ama konu çok önemli. Sonuç? Önerge, iktidar ve ona payanda olan “muhalefete muhalefet” partisinin oylarıyla reddediliyor.
Soruyorum: milletvekillerinin görevi halkın huzur ve refahı için çalışmak değil mi?
Çocuklarımızı ve gençlerimizi zehirleyen, hayatlarını karartan uyuşturucu bağımlılığı gün geçtikçe çığ gibi büyüyor. Rakamlar felaketin büyüklüğünü gösteriyor. 2022 yılında Türkiye’de 1056 kilogram sentetik kannabinoid ele geçirilmişken, 2023’te bu miktar yüzde 89 artarak 1994 kiloya çıkmış. Metamfetamin kullanımı hızla yayılıyor. Birleşmiş Milletler raporu açık: Türkiye’de sentetik uyuşturucu kullanım yaşı 11’e kadar düşmüş. Uzmanlar “acil önlem alınmazsa bağımlılık oranları daha da artar” diye uyarıyor. Türkiye’de madde bağımlısı olan kişi sayısının “10 milyon” olduğu ifade ediliyor. On milyon kişi… Dudak uçuklatan rakam… Bu bataklığa düşen çocuk, bir süre sonra hırsızlığa, gasp, fuhşa, hatta cinayete sürükleniyor.
Peki, bizim anlı şanlı Meclis’imiz ne yapıyor? Araştırma önergesini reddediyor!
Neden? Korkulan ne? Gerçeğin ortaya çıkmaması mı?
Yoksa “sistemin içindeki sessiz suç ortaklığının ifşa olmaması mı?
Yalnızca bu önerge mi reddediliyor? Lütfen biraz hafızalarımızı yoklayalım: Buyurun, size aklıma hemen gelen birkaç örnek:
Soma’da 301 madencinin hayatını kaybettiği facia öncesinde verilen “maden kazaları araştırılsın” önergesi reddedildi.
15 Temmuz darbesinin “siyasi ayağının” ortaya çıkarılması önergesi reddedildi.
Binlerce vatandaşı dolandıran Çiftlik Bank olayı için araştırma önergesi reddedildi.
Çocuk istismarlarının önlenmesi için komisyon kurulması önergesi reddedildi.
Atatürk Havalimanı terör saldırısı araştırılsın önergesi reddedildi.
ASELSAN mühendislerinin şüpheli ölümleri araştırılsın önergesi reddedildi.
Man Adaları belgeleri araştırılsın önergesi reddedildi.
Osmangazi Üniversitesi saldırısı, Ege adalarının işgali, paralel yapı, IŞİD’in Türkiye’deki faaliyetleri... Hepsi ama hepsi reddedildi. Liste uzadıkça insanın içi daralıyor. Sanki “araştırma” kelimesi bu Meclis’te bir “tabu”. Sanki halkın bilme hakkı tehlikeli bir suç gibi görülüyor. Oysa Anayasa açık: Milletvekillerinin görevi yalnızca “el kaldırmak, el indirmek” değil; halk adına denetlemek, soru sormak, hesap sormak ve ülkenin huzur ve refahı için çalışmaktır.
Peki, siz, ey yeminli(!) milletvekilleri... Göreve başlarken şeref ve namusunuz üzerine neyin sözünü verdiniz? “Milletin huzuru için, milletin refahı için, milletin birliği için” değil miydi o yemin? O halde neden her araştırma önergesinde elleriniz “ret” oyu için havaya kalkıyor? Neden gerçeğin, gerçeklerin araştırılmasından korkuyorsunuz? Yoksa o gerçeğin/gerçeklerin içinde sizler veya çocuklarınız da mı var? Unutmayın ki: “Milletvekili olmak bir ayrıcalık değil, bir emanettir.” Millet haklarının korunması size koltukla birlikte “dokunulmazlık zırhı” da vermiş. O halde neden korkuyor, çekiniyorsunuz. Neden halkın sesi olmak yerine, parti talimatlarını yerine getiren “el makineleri” haline geldiniz? Millet size o yetkiyi “el kaldırasınız” diye vermedi. Adaletsizliğe, haksızlığa, hukuksuzluğa, yanlışa, olumsuzluğa “başkaldırasınız” ve düzeltesiniz diye verdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı canla başla çalışıyor. Yayınladığı raporlarla felaketin büyüklüğüne dikkat çekiyor. Yetemediği, yetişemediği ortada. Çare: daha etkin mücadele için araştırma yapmak, çözüm üretmek değil mi? Bu görev kimin?
Bugün uyuşturucuya bulaşan çocuk sayısı artıyorsa, maden ocağında işçiler ölüyorsa, çiftçi toprağını terk ediyor, öğretmen umudunu yitiriyor, genç ülkesinden kaçıyorsa… Sebebi “yanlış politikalar” olduğu kadar o yanlışları araştırmaktan korkan, düzeltilmesi için kanun yapmaktan çekinen, sessiz kalan milletin vekilleridir. TBMM’sidir. Unutmayın ki yasama yürütmenin emrinde değildir. Yürütmeyi denetlemekle mükelleftir.
Milletin Meclisi, milletin derdine kör, sağır ve dilsiz olmuşsa, orası artık “Türkiye Büyük Millet Meclisi” değil; “Türkiye Büyük Menfaatler Meclisi” olur. Bu utanç da sadece tarihe değil, geleceğe de kara bir leke olarak kazınır.
Hadi ÖNAL/5 Kasım 2025/ Elazığ




















