Düşünürler Türkiye Halkına Neler Söylerdi? Bölüm 13
Aristoteles (MÖ 384 – yak. MÖ 322) veya kısaca Aristo, Antik Yunanistan'da klasik dönem aralığında yaşamını sürdürmüş olan Yunan filozof, polimat ve bilgedir. Aristoteles, felsefeyi sistematik bir bilim hâline getiren ilk düşünürlerden biridir. Bakalım günümüz Türkiye’sinde yaşasaydı bizlere neler söylerdi:
Sevgili vatandaşlarım, kıymetli dostlar,
Zamanın ve mekânın değişmesi, insanın temel doğasını değiştirmez. İnsan hâlâ erdemin peşinde, adaletin özlemiyle, anlamlı bir hayat arayışı içindedir. Bugün sizlere, çağımızın koşulları içinde, doğrular ve yanlışlar üzerine birkaç düşüncemi sunmak isterim.
Öncelikle belirtmeliyim ki, bir toplumun refahı, bireylerin erdemli yaşamları ile mümkündür. Ancak erdem, salt bireysel bir mesele değildir; toplumun ortak işidir. Ne yazık ki, bugün gözlemlediğim bazı olumsuzluklar, toplumsal bağların zayıflaması, kutuplaşma, adalet duygusunun zedelenmesi ve aklın geri plana itilmesi gibi meselelerdir.
İnsanın doğası, zaman ve mekândan bağımsız olarak sabit kalır. İnsan, mutluluğa, erdeme ve adalete yönelir. Bugün, burada sizlerle buluşmamın sebebi, insan doğasının ve toplumların temel prensiplerine dair düşüncelerimi paylaşmaktır. Çünkü bir ülkenin refahı, bireylerin erdemli varoluşlarıyla, adaletli toplum düzeniyle ve bilgece yönetimle mümkündür.
Bugün Türkiye’nin karşı karşıya olduğu meseleler, tarihsel bağlamından bağımsız düşünülemez; ancak bu meselelerin çözümü, her zaman insanın evrensel erdemlerinde ve aklında gizlidir.
Her insan, doğal olarak “eudaimonia” — yani gerçek anlamda iyi ve mutlu bir yaşam — arayışındadır. Bu mutluluk, salt haz ya da maddi kazançla sağlanmaz. Aksine, ruhun erdemle bütünleşmesiyle ve aklın rehberliğiyle elde edilir.
Erdem, bir alışkanlık, bir davranış biçimidir; insanı doğru kararlar almaya ve ölçülü davranmaya sevk eder. Cesaret, bilgelik, adalet ve ölçülülük gibi temel erdemler, bireyin ruhunun ve toplumun sağlıklı gelişimi için olmazsa olmazdır.
Ne yazık ki, bugün gözlemlediğimiz birçok toplumsal sorun, bu temel erdemlerin göz ardı edilmesinden kaynaklanmaktadır. Tutkuların aklı esir aldığı, çıkarların ortak iyinin önüne geçtiği bir toplumda, gerçek mutluluğa ulaşmak mümkün değildir.
Adalet, toplumun temel direğidir. Adalet, sadece kanunların uygulanması değil, kalplerde ve vicdanlarda hissedilen bir erdemdir. Bu erdemin zayıflaması, toplumsal çözülmenin, güvensizliğin ve çatışmaların başlıca nedenidir.
Türkiye, tarih boyunca farklı kültürlerin, dinlerin ve etnik grupların buluşma noktası olmuştur. Bu çeşitlilik, doğru yönetildiğinde bir zenginlik ve güç kaynağıdır; yanlış yönetildiğinde ise ayrışmanın ve çatışmanın kaynağı olur.
Bu nedenle, her birey kendi kimliğine saygı duyulmasını talep ederken, başkasının da haklarını ve varlığını tanımak zorundadır. Toplumun huzuru, ancak bu karşılıklı saygı ve adaletle mümkündür.
Siyasetin amacı, halkın ortak yararını sağlamaktır. Kişisel çıkarların, ideolojik taassubun ya da kısa vadeli kazançların peşinde koşmak değil. Siyasetçiler, toplumun farklı seslerini dinlemeli, uzlaşı kültürünü tesis etmeli, hakikatin peşinden gitmelidir. Halk ise yöneticilerini seçerken erdem ve bilgeliğe öncelik vermelidir.
Devlet, bireylerin mutluluğunu ve erdemli yaşamını desteklemek için vardır. İyi yönetim ise, erdemli, bilgili ve adil yöneticilerle mümkün olur.
Bugün siyasetin yüzeysel çıkarlar, kısa vadeli hedefler ve kutuplaşmalarla kirlenmesi, halkın güvenini sarsmaktadır. Liderler, kişisel çıkarlarını değil, halkın ortak yararını düşünmeli; farklı görüşleri kucaklamalı ve uzlaşı kültürünü teşvik etmelidir.
Halk ise yöneticilerini seçerken sadece vaatlere değil, erdem, bilgi ve adalet anlayışına dikkat etmelidir. Siyaset, halkın sesi olmalıdır; halka hizmet etmelidir. Yönetim biçimi ne olursa olsun, temel ilke adalet ve ortak iyidir.
Bilimsel düşünce ve eğitim, bir milletin geleceğe açılan kapısıdır. Bugün, bilgiye erişim her zamankinden daha kolaydır; ancak bu bilgi doğru ve sorgulanabilir olmalıdır. Eğitim sistemi, özgür ve eleştirel düşünen bireyler yetiştirmeli, gençlerin potansiyelini ortaya çıkarmalıdır. Cehalet ve bilgisizlik, toplumu karanlığa sürükler. Oysa akıl ve bilgi, insanı özgürleştirir.
Eğitim, bireyin ruhunun beslenmesidir; bilgi, aklın ışığıdır. Bugün bilgiye erişim her zamankinden daha kolaydır; ancak bu bilgi doğru, tarafsız ve eleştirel olmalıdır.
Cehalet ve bilgisizlik, toplumun düşmanıdır. Bilgi ve eğitim yoluyla insanlar özgürleşir, bilinçlenir ve daha sağlıklı kararlar alır. Eğitim sistemimiz, gençleri sadece bilgiyle donatmakla kalmamalı, aynı zamanda eleştirel düşünmeyi, hoşgörüyü ve erdemi öğretmelidir.
Toplumun huzurunu sağlamak için aşırılıklardan kaçınılmalıdır. Ne aşırı sertlik ne aşırı hoşgörü ne mutlak serbestlik ne de aşırı yasaklamalar kalıcı çözümdür.
Orta yol, yani ölçülülük hem bireysel hem toplumsal hayatın temelidir. İnsanların farklı görüşlerine saygı duyduğu, fikirlerin çatışmak yerine diyalogla çözüldüğü bir ortam yaratmak zorundayız.
Her birey, kendini geliştirmekle yükümlüdür. Eylemlerimizin sonucunda topluma karşı sorumluluklarımız olduğunu unutmamalıyız. Sadece haklarımızı talep etmekle kalmayıp, görevlerimizi de yerine getirmeliyiz.
Toplumun yönetimine katılmak, demokratik süreçlere dahil olmak, eleştirel düşünmek ve vicdanla hareket etmek erdemli vatandaş olmanın temel unsurlarıdır.
Türkiye’nin geleceği, tarihinin mirası ve gençlerinin enerjisi ile şekillenecektir. Ancak bu geleceğin inşası, erdem, adalet ve akıl ilkelerinden sapmamakla mümkündür.
Birlikte çalışmalı, farklılıklarımızı zenginlik olarak görmeli, adaletli ve akılcı çözümler üretmeliyiz. Böylece hem birey olarak hem toplum olarak gerçek mutluluğa ulaşabiliriz.
Kıymetli dostlar,
Bugün Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sorunlar, doğru erdemli ve akılcı yaklaşımlarla aşılabilir. İnsanların birbirine saygı duyması, adaletin tam anlamıyla işletilmesi ve bireylerin kendilerini geliştirmeye açık olmaları gerekir. Bu üç ilke olmadan ne özgürlük ne de gerçek refah sağlanabilir.
Sizler bu toprakların evlatları olarak, geçmişinizin zengin mirasını taşıyor, geleceğe ışık tutuyorsunuz. Unutmayın ki; insanın en büyük gücü, aklı ve erdemidir. Bu güçle hem kendimizi hem de toplumumuzu yüceltebiliriz. Bugün burada bulunmanız, bu yolda bir adım atma iradenizdir.
İşte bu güçle, ortak bir Türkiye’yi inşa edebilir hem kendiniz hem de gelecek nesiller için iyi ve mutlu bir yaşamı mümkün kılabilirsiniz.
Akıl, adalet ve erdemle yürüyün!
Teşekkür ederim.”
Arzu Kök

















