TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ YOĞUN BAKIMDA!!!

DESAM (Demokrasi ve Eğitim Etütleri Stratejik Araştırma Merkezi) Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Avcı, yaptığı basın açıklamasında şunları kaydetti:
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ YOĞUN BAKIMDA: YAPAY ZEKÂ DEVRİMİ KAPIDA:
MEVCUT 1 MİLYON 200 BİN ÖĞRETMEN FAZLA!
15-20 YIL SONRA 100 BİN ÖĞRETMEN YETERLİ OLACAK!
Bugün yalnızca bir basın açıklaması yapmıyorum; Türk eğitim sisteminin derinlerinde yatan yapısal çürümüşlüğü, vizyonsuzluğu, çapsızlığı, milli bir felaketin eşiğinde olduğumuzu haykıran bir uyarıda bulunuyorum. Eğitim sistemimiz acil servisin yoğun bakım ünitesine kaldırılmadan hemen önceki son bir kurtuluş reçetesini sunuyorum.
MİLLİ FELAKETİN EŞİĞİNDE: EĞİTİM SİSTEMİNE SON KURTULUŞ REÇETESİ!
Çünkü dünya, yapay zekâ devriminin, blockchain teknolojilerinin, web3 ekosistemlerinin ve dijital dönüşümün kaçınılmaz dalgalarıyla yeniden şekillenirken, YÖK ve Millî Eğitim Bakanlığı'mız hâlâ Sanayi Devrimi'nin kalıplarıyla, sığ bir ideolojik kafayla hareket ediyor; değil önünü, kenarına geldiği uçurumu bile göremiyor!
UÇURUMUN KENARINDA KÖRLEŞEN YÖK VE MEB: DİJİTAL DEVRİMİ GÖREMİYORLAR!
Dün basına servis edilen bir videoda, Rize’de Sayın Cumhurbaşkanının atanamayan bir öğretmen adayıyla arasında geçen diyaloğu tüm ülke izlemiştir. Türkiye her geçen gün daha fazla kronikleşen, atanamayan öğretmenler sorununa açıkça ve dürüstçe bir izahat getirmek zorundadır. Öncelikle, soğuk rakamların acımasız gerçeğini ortaya koyalım ki, kimse inkâr edemesin: 2024-2025 eğitim-öğretim yılında, Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı örgün eğitim kurumlarında tam 1 milyon 187 bin 409 öğretmen görev başındadır. Kaldı ki hemen her yıl öğretmen sayısı da artmaktadır!
FACİANIN HABERCİSİ RAKAMLAR: 1 MİLYON ATANAMAYAN, HER YIL 50 BİN YENİ MEZUN!
Ama bu artış, bir başarı değil, bir facianın habercisidir. Zira öte yanda, atanamayan öğretmenlerimizin oluşturduğu devasa bir ordu var: ÖSYM'nin Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi verilerine göre resmi olarak 478 bin 395 öğretmen adayı atama beklemekte; hatta pedagojik formasyon alanlar dahil edildiğinde 1 milyona yaklaştığını belgelerle ortaya koymaktadır. Üstüne üstlük her yıl üniversitelerin öğretmenlik programlarından ve formasyon programlarından 50 bin civarında yeni mezunlar çıkmaktadır. Resmi verilere göre: 2025 yılında 25 bin kadrolu öğretmen ataması yapılmıştır –78 ilde 86 bin 136 ücretli öğretmen görevlendirilmiştir. Geçen yıla göre 13 bin artış yaşanmıştır. Norm kadro açığı ise 75 ilde 100 bin 541'e ulaşmıştır.
BİLİNÇLİ İHMAL Mİ? STRATEJİK KÖRLÜK VE İDEOLOJİK TUTSAKLIK MI?
Bu rakamlar, MEB’in ve YÖK’ün stratejik körlüğünü değil, aslında bilinçli bir ihmal politikasını işaret etmektedir. Peki, neden? Çünkü ihtiyaç analizi yok, 10-20 yıllık planlama yok, uzun vadeli projeksiyon yok, saf akademik vizyon yok, sahipsiz memleketin derdiyle dertlenmek yok, kimsesiz kalmış gençliğin kaygısıyla kaygılanmak yok! Pedagojik vizyon yok ama ideolojik tutsaklık var; ve patlak ezik bir ego!
DÜNYA YAPAY ZEKÂYLA DÖNÜŞÜYOR: BLOCKCHAIN-WEB3 EĞİTİMDE DEVRİM YARATACAK!
Şimdi, akademik derinliğe inelim: Dünya çapındaki çağdaş eğitim literatürü, yüksek öğretimin ve temel eğitimin yapısal dönüşümünü çoktan öngörmüş ve bu yönde politikalar geliştirmeye başlamıştır. Gelişmiş ülkelerin eğitim bakanlıklarının yaptığı kapalı çalışmalar, yapay zekanın kişiselleştirilmiş öğrenme modelleriyle geleneksel sınıf dinamiklerini tamamen yeniden tanımlayacağını ortaya koymaktadır. Blockchain teknolojileri, diploma ve sertifika sistemlerini merkeziyetsiz, sahteciliğe karşı korunaklı hale getirerek, eğitimde güvenilirlik devrimi yaratacaktır. Web3 ekosistemi ise, metaverse tabanlı sanal sınıflar ve dağıtık öğrenme ağlarıyla, coğrafi sınırları ortadan kaldıracak; ömür boyu öğrenme paradigmasını, bireysel veri sahipliğiyle entegre edecektir.
FIRSAT EŞİTLİĞİ GELİYO: KÖY OKULU İLE KENT OKULU AYNI KALİTEDE EĞİTİM ALACAK!
Bu teknolojiler, eğitimde fırsat eşitliğinin altın anahtarıdır: Doğuda bir köydeki çocuğumuz, İstanbul'un en elit okulundaki akranıyla aynı kalitede, aynı hızda eğitime erişecek. Günümüz Türkiye’sinde geçerli olan “Paran oku! Paran kadar kaliteli eğitim!” devri, kapitalist eşitsizliğin en acımasız yüzü, tarihin çöplüğüne atılacaktır! Bölgeler ve okullar arası eğitimde kalite uçurumu kapanacak, nitelikli eğitime ulaşım hem ulusal hem evrensel ve hem de bedelsiz olacaktır.
ÖĞRETMEN İHTİYACI YÜZDE 80 AZALACAK: 1.2 MİLYON ÖĞRETMEN FAZLA GELECEK!
Yeni dünya düzenine harıl harıl hazırlanan eğitim bakanlıklarının derin ve sessizce hazırlandıkları politikalar, yenilikler net: 10-15 yıl içinde, geleneksel öğretmen merkezli model yerini hibrit insan-makine etkileşimine bırakacak. Öğretmen rolü, bilgi aktarımından etik rehberliğe, veri yorumlamaya ve milli-manevi-moral değerleri aşılamaya evrilecek. Bu dönüşümde, Türkiye’nin mevcut 1 milyon 200 bin öğretmeninin büyük kısmı fazla gelecek – evet, fazla! Zira dünyanın bilgi toplumuna evrileceği lokasyona dair projeksiyonlar, gelişmiş ekonomilerde öğretmen ihtiyacının yüzde 80 oranında azalacağını hesaplamaktadır. Türkiye'ye 100- 150 bin nitelikli, dijital dönüşüm uzmanı genç öğretmen yeter de artar bile!
SKANDAL: KONTENJANLAR ARTIRILIYOR, MEZUN ENFLASYONU KÖRÜKLENİYOR!
Ama YÖK ve Millî Eğitim Bakanlığı ne yapmaktadır? Üniversitelerdeki öğretmenlik programlarını azaltmak bir yana, kontenjanları artırmakta, dağa taşa üniversite ve fakülte açmakta, mezun enflasyonunu körüklemektedir! Bu, akademik bir skandal değil midir? Türkiye’nin eğitim stratejisi anaokulundan liseye kadar, oradan üniversite sisteminin kökten dönüşmesi gerekir ki biz DESAM olarak tamda bunu savunan bir eylem çağrısında bulunuyoruz. Türkiye’nin ezberci eğitim sistemini, standart testleri, eski usul öğretmen fabrikalarını yani eğitim fakültelerini bırakıp AI, blockchain, web3 entegrasyonlu bir kökten dönüşüm gerçekleştirmesi gerekiyor.
ESKİ USUL PEDAGOJİ BİTİYOR: AI, BLOCKCHAIN, WEB3 ENTEGRE YENİ SİSTEM ŞART!
Yeni dünya Türkiye için tam bir paradigma kaymasını zorunlu kılarken; yüksek öğretimde "iklim ve teknoloji" metaforuyla dönüşüm aciliyeti vurgulanırken; inovasyon, girişimcilik ve dijital okuryazarlık ön plana çıkarken – biz hâlâ eski usul pedagoji mi uygulayacağız!
MEVCUT ÖĞRETMENLER REHBERLİĞE, ATANAMAYANLAR ÖNCÜLÜĞE YÖNLENDİRİLMELİ!
Önerimiz: Mevcut 1 milyon 200 bin öğretmenimiz, geleceğin eğitim vizyonuna yani rol değişimine hazırlıksızdır çünkü MEB’in hiçbir proje, hazırlık ve planlaması yoktur. Bu nedenle mevcut öğretmenlerimiz rehber olmalı, yapay zekâ araçlarını etik kullanacak, blockchain tabanlı değerlendirme sistemlerini yönetecek rehberler olarak yetiştirilmelidir. Atanamayan öğretmenlerimiz ise mağdur değil, potansiyel öncüler olarak hazırlanabilir: Onları bu yeni branşlara – yapay zekâ pedagojisi, blockchain eğitim güvenliği, web3 öğrenme tasarımı – yönlendirmeliyiz. Sokaklara terk etmemeliyiz!
İHMALİN FATURASI SANDIKTA KESİLECEK! DERHAL DÖNÜŞÜN!
Ey YÖK ve Millî Eğitim Bakanlığı yetkilileri, ey politikacılar! Türk eğitim sisteminin vahametine dönük gösterdiğiniz alakasızlık, samimiyetsizlik ve ihmal, Türk milletinin geleceğini ipotek altına almaktadır. Yoksa, bu ihmalin faturasını Türk milleti ödeyecek – ve o fatura, sandıkta sizlere kesilecektir! Derhal durun ve eğitime en önemli meselemiz idrakiyle bakın ve ona göre politika yapın: Eğitim fakültelerini ve öğretmenlik programlarını derhal dönüştürün veya kapatın; müfredatı yapay zekâ entegrasyonlu, blockchain destekli, web3 tabanlı hale getirin! Milli Eğitim Akademisi'ni ideolojik bir talimhane değil bir dijital devrim merkezi yapın – atanamayanları burada yeniden eğitin, sertifikalandırın!
DİJİTAL DEVRİM ÖNERİLERİ: HER OKULA AI, BLOCKCHAIN VERİ TABANI, WEB3 KÖPRÜLER!
Her okula bedava yapay zekâ araçları dağıtın, blockchain ile ulusal diploma veri tabanı kurun, web3 platformlarıyla bölgeleri sanal köprülerle birleştirin! Ücretli öğretmenlik güvencesizliğini bitirin, kadrolu atamaları doğru branşlara yönlendirin: Dijital etik uzmanları, veri analitiği eğitmenleri, sanal gerçeklik tasarımcıları! Fırsat eşitliği için yatırım yapın – yoksa küresel rüzgârlar, travmalar Türkiye'yi daha tehlikeli sulara sürükleyecektir, yarın bunları yapmak daha zor olacaktır.
MİLLİ DAVA ÇAĞRISI: EĞİTİMDE DEVRİM, TÜRKİYE'NİN GERÇEK ZAFERİ!
Biz DESAM olarak, bu mücadeleyi milli bir dava biliyoruz. Türk milleti uyansın, yetkililer titresin, politikacılar ders alsın! Çünkü eğitimde devrim, Türkiye'nin en gerçek zaferidir. Gelecek bizim, gelecek Türk gençliğinin – ve onları kimseye kaptırmayacağız!
Okuyucu Yorumları
Bakmadan Geçme
E-Posta Listemize Katılın
Üye Girişi
YAZARLAR Tüm Yazarlar
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ YOĞUN BAKIMDA!!!
ABD’li Rubin’in Türkiye Takıntısı
Atatürk
UNESCO VE ATATÜRK
YÜCE ÖNDERİMİZİ SEVGİ ve SAYGIYLA ANIYORUZ !!!
Son Yorumlar
ANKET
Hava Durumu
İçerik Yükleniyor...
Bu web sitesi, en iyi deneyimi sağlamak için çerezleri kullanır. Daha fazla bilgi için lütfen Gizlilik Politikamızı Ve Yayın İlkelerimizi okuyunuz.















