Ne verdik, ne aldık, şimdi nereden veriyoruz neremizden alacağız? Dış politika iç politika gibi yapılmaz, bir ülkenin dış politikası devamlı ve aynı ölçülerde gittiği sürece dış ülkelerdeki itibarı artar. Bunun yanında iç politika için dış politika yönlendirildiği zaman görülen olan olgular olur. politika bir bilimdir yani bilenlerin yapması gerek bir oluşumdur. Din ile siyaset ve politika bir arda yürütülemez. Bilinen bir geçek din ile siyaset gerçeğidir, biri bilim biri maneviyattır. İşte laik düzen ve laik devlet yapısı bunun için önem taşır, son 20 yılda değişen dünya düzeninde küreselleşmiş politikalara alternatif politika üretmek din ögeleri kullanılamaz, bu türde politikalar yapıldığı için bilim ve buna bağlı teknolojiyi hiçe sayıldığı ülkemizde oluşan bu bağnaz din sömürücüsü siyasetin çıkması doğal karşılansa da bu ortamı kimin niçin hazırladığı da önem taşıyan başka faktördür. Petro-savaş olgusu içinde başta ABD olmak üzere son 17 yıldır görünür bir düzeyde artarak süren sömürge politikaları Türkiye'ye yansıması din ve mezhep ayrımcılığı, bu ayrımcık altında ırk ve cinsiyet ayrımcılığı, ön plana çıkmıştır bu oluşum altında halk sömürülmeye başlandı, bu olgu ülkemizde olurken dış ülkeler din kökenli bölgeyi Kaos Ortamına sokmak için yapay silahlı gizli bir örgütlenme yaptılar. Siyasi kanadı olarak da Türkiye rahat bir hedef olarak seçildi, kozmopolitlik yapısı ve eğim düzeyi zayıf ve ırkçı yapısı hedefi kolay fakat zor bir hale getiriyordu, oyun başladı sonuç olarak artık Türkiye köleleşmiş düzeyde din kökenli yapılandığı için din savaşları çıkarıldı ve Türkiye'den ne isteniyorsa verecek duruma getirildi, bu zaman içinde; Komuta zincir kırılan Türkiye artık isteneni yapacaktı evet, 'Türkiye kabul etti'; Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlılar sonucu Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice, Türkiye’nin bazı üslerini IŞİD’e karşı kurulan uluslararası koalisyona açmayı kabul ettiğini açıkladı.