Öncelikle Misyonerlik kavramına bir bakalım, dar anlamıyla herhangi bir dini öğretiyi yabancı ülkelerde yaymakla yükümlü din görevlilerini tanımlamada kullanılır. Daha geniş anlamıyla ise başkalarını belirli bir öğretiye, özellikle dini bir öğretiye ikna etmeye çalışan, onları bu öğretiye çekme amacını üstlenen kişileri tanımlamada kullanılır. Yıllardır bu işlem her din sömürücü ve dini kendi amaçları ve bağlı oldukları toplumun amaçları için kullana kişilerce değişik yollardan yapılan ikna yolları ve belli bir istihbarat toplamak amacı ile ülkeler bazında yapılmaktadır, istihbarat amaçlı kişileri bu yolla bulmak çok daha kolay bir işlemdir, din özgürlükleri kısıtlar, veya değişik din gruplarında beyinleri yıkana kişilere sizi özgür bırakıyoruz gibi yalan beyanlar ile beyin yıkama faaliyetleri uygulanır, bir dinden, inanç düzeninden başka bir inanç düzenine geçmek demek başka bir ortamın kölesi olmaktır... Bu Terim yaygın olarak Hristiyanlığı yaymayı amaç edinen görevliler için kullanılır, ancak herhangi dini öğretiyi yaymaya çalışanlar için de bu terim kullanılabilir. Kısaca dolma bilgiler ile öğretim demek daha doğru yaklaşım olabilir. Misyoner, Latince kökenli bir sözcüktür. 16. yy'da, Kutsal Ruh'un dünyaya gönderilmesini ifade etmek için üretilmiş bir sözcüktür ve kökeni Latince Missio- (önemli görev) sözcüğüdür. Missio sözcüğünün kökeni yine Latince mittere (göndermek) sözcüğüdür. Din ile bilim aynı kefeye konmaz yalnız bu terim çoğu zaman göstermelik olarak bilim içinde de kullanılır, anlamı değişse de bunu anlamı düşünmeden fikir yürütmeden söylenenlere inandırmanın ası anlamıdır, insanın düşünmeden inanması ve o inanç öğretisine körü körüne bağlanması amaçlanır bu amaç doğrultusunda yapılan her işlem inanç ve ona bağlı din guruplara bir ihanet olarak da görülür, din zorla öğretilmez dinde zorlama olamaz, din manevi bir tatmin aracıdır, bu aracı kullanıp kullanmamak insana kalmıştır, insan gördüğüne, duyduğuna hissettiğine inanır fakat yapamadıkları veya baş edemedikleri zihinsel olarak anlayamadıkları şeyler hakkında manevi duyguları ön plana çıkar bunu öğreten kişi ve gruplar son derece dikkatli olmalıdır, bilim dine, din ise bilime saygı duymalıdır çünkü din ile bilim aynı düzlemde gitmediği gibi birbirlerine yardımcı olacak bazı kuralları ve düzenleri vardır, bu düzen her iki tarafta yani din ile bilim tarafında birbirlerini etkiledikleri zaman toplumda kaos ortamı doğar , işte o yıllarda köle olarak dolma fikirler ile piyon gibi kullanılan Ermenilerin Misyoner Faaliyetlerini ve daha sonrasını bu yazı dizimizde irdeleyeceğiz...