Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), Ankara Keçiören’de bulunan Taha Akgül Spor Salonu’nda 9'uncu Olağan Büyük Kongresi'ni gerçekleştiriyor.
Kongreye çeşitli siyasi partilerin, sendikaların ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri de katıldı.
Kongrede, bin 340 delege oy kullanırken BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, seçimlere tek aday olarak katıldı. Kongrenin başlangıcının öncesinde partililer Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir’i ziyaret etti. Daha sonra spor salonunda başlayan kongrede, Türkiye’nin tüm bölgelerinden gelen halk oyunu ekipleri sahne aldı.
İMAMOĞLU MESAJ GÖNDERDİ
Kongrede ilk olarak BTP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu konuştu.
Eyercioğlu, “BTP, Türk siyasetinde örnek bir partidir. Biz, istikbaliz, geleceğiz. Atatürk’ün kurduğu laik, sosyal hukuk devletini fabrika ayarlarına döndürmek için biz geleceğiz. Vatan bir bütündür anlayışıyla ülkenin her bir toprağına sahip çıkacağız. Elveda fakirlik, hoş geldin zenginlik diyeceğiz. Gelir adaletsizliğini ortadan kaldıracağız. Hukukun üstünlüğü esastır anlayışıyla hukukun üstündeki her baskıyı kaldıracağız. Fikri ve vicdanı hür gençlik yetiştirmek için politikalar geliştireceğiz” dedi.
Silivri Cezaevi’nde tutuklu yargılanan, milyonlarca yurttaşın oyuyla seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kongre için uzaktan tebrik mesajı gönderen isimler arasında yer aldı.
‘HALKI BİR TAS ÇORBAYA MAHKUM ETTİLER’
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, kongrede yaptığı konuşmada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Baş, “Türkiye son zamanlarda enteresan bir süreçten geçiyor. Az önce arkadaşlarımız İmamoğlu’nun mesajını okudular. Mansur Bey de gelecekti ama malum başında bir çorba soruşturması var. Halkı bir tas çorbaya mahkum edenler belediye başkanına niye çorba verdin diye hesap soruyorlar. İşe bak. Türkiye’de gazeteci, siyasetçi, iş insanı içeride. Bir şeyler söylemek isteyen herkes içerde. Sonra Türkiye bir hukuk devleti diyorlar. Öyle olsa günde 10 kere söylemek zorunda olmazdınız herhalde. Kuzey Kore'de de bir hukuk var. Ama hangi hukuk? Kimin hukuku? Neyin hukuku?” dedi.
‘’BANA ÖYLE GELDİ’ DİYEMEZSİNİZ’
Tutuklamaların altında kuvvetli nedenler bulunmadığını söyleyen Baş, “Birini tutuklu yargılayacaksanız, kuvvetli suç şüphesine ihtiyacınız var. Kaçma şüphesi olmalı. Bu da ‘bana öyle geldi’ diyebileceğiniz bir şey değil. Bununla ilgili de somut bir şey gerekiyor. Mesela pasaport bastırmalı. Cezaevindeki birinin kaçma şüphesini nasıl edinirsiniz? Bir belediye başkanı kaçma şüphesiyle tutuklanıyor. Bu insan zaten halka hizmetle mükellef. Bunu tutuklu yargıladığınızda kendinizi tatmin etmiş oluyorsunuz. Onu susturduğunuzu sanıyorsunuz. Adalet, insanın taşıdığı ruh gibidir. Ruh bedenden ayrılıyor, 5 duyu organı hiçbir işe yaramıyor. Çünkü cesede dönüyor. Adalet devlet için budur” ifadelerini kullandı.
‘MASUMLAR SUÇLU, SUÇLULAR MASUM’
Türkiye’de yargı sisteminin ‘zayıfladığına’ dikkat çeken Baş, “Hukuk öngörebilmektir. Birisi kürsüye çıktığında, ‘şunları söylersem başıma bir şey gelir’ diyebiliyorsa hukuk var. Eğer, ne yaptığınızda onun neye sonuç vereceğini görmüyorsanız burada hukuk yoktur. Türkiye’de son yıllarda masumlar suçlu. Dünün suçluları da bugün masum. Masumiyetle suçluluk yer değiştirdi” diye konuştu. DEM Parti ile Cumhur İttifakı’nın yürüttüğü “Terörsüz Türkiye” sürecine ilişkin de konuşan Baş, “Tutturdular ‘Türkiye terörsüz olacak.’ Tüm bunlardan anlaşılan şu; Türkiye'nin terörsüz olması için hukuksuz olması gerekiyormuş demek ki” değerlendirmesini yaptı.
‘EĞİTİM SİSTEMİNİ BİR SAĞA BİR SOLA ÇEKİYORLAR’
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılmasını gündeme getirmesine ilişkin de konuşan Baş, “Türkiye’nin kendi söylemlerince en muhafazakar iktidarı, ruhban okulu açıyor. Dindar nesil yetiştireceğiz dediler ama o neslin hıristiyan olacağı aklıma gelmezdi” diye konuştu. Baş, iktidarın eğitim politikalarına ilişkin yaptığı değerlendirmede ise, “Eğitim sistemini bir sağa bir sola çekiyorlar. Buradaki maksadın eğitimi doğru yola sokmak olmadığı açık. Çocukları devlete veriyoruz, 25 yaşında bir geliyor hayata küsmüş. Yurtdışında garsonluk yapmak istiyor. Türkiye’nin sorunlarını, eğitimi çözmeden çözmemiz mümkün değil. Çocukların genç yaşta uyuşturucuya, çetelere teslim olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.
‘HERKESİ İÇERİ ATARLAR, SUÇ ORANI AYNI KALIR’
Türkiye’de genç yaşta suç oranının arttığına dikkat çeken Baş, “Döndüler dolaştılar infaz yasasını değiştireceğiz dediler. Benim bildiğim iktidar, ‘infaz yasasını değiştireceğiz’ diye herkesi içeri atar, suç oranı da aynı kalır” dedi.
‘ALTIN FIŞKIRIYOR, VATANDAŞA YARAMIYOR’
İktidarın özelleştirme temelli politikalarını eleştiren Baş, “Her şeyimizi sattılar. Maliye bakanı, ‘babalar gibi satacağım’ demişti. Sattılar. Özelleştirdiler. Hiçbir şeyimiz kalmadı. Memleketin her yerinden altın fışkırıyor, vatandaş meteliğe kurşun atıyor” ifadelerini kullandı. Çiftçilerin sorunlarını da gündeme getiren Baş, “Çiftçi üretiyor, satıyor, fiyatını alıcı belirliyor. Bu ülkede her şeyin fiyatını satıcı belirlerken çiftçinin ürününün fiyatını niçin alıcı belirliyor? Sanayi bir yıl durur, ertesi yıl daha çok üretilip çözülür. Ama çiftçin bir sene üretmezse yandın” diye konuştu.
Kaynak : cumhuriyet.com


