DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, TELE1 Televizyonu’na kayyum atanmasına ilişkin, "Geçmişte kayyumu yaşayan, geçmişte damlarındaki çanak antenleri kırılan bir gelenekten geldiğimiz için bu durumun ne olduğunu, ne anlam ifade ettiğini çok iyi biliyoruz. Dün de televizyonlarımızı kapatan, yayınlarımızı kesen, çanak antenlerimizi damlarımızdan söküp atan, çanak antenle haber alma özgürlüğü engellenen bizler, bugün TELE1’e atanan kayyum karşısında da, uygulanan antidemokratik uygulamalar karşısında da dayanışma içerisinde olacağımızı bir kez daha belirtmek istiyorum" dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen "casusluk" soruşturması kapsamında gözaltına alınan TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın ardından, kanalı bünyesinde barındıran şirkete kayyum atanmasına karar verilmişti. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, TÖP Sözcüler Kurulu üyesi Juliana Gözen ve TİP Genel Başkanı Erkan Baş TELE 1 Televizyonu'nun İstanbul'daki merkezinde çalışanları ziyaret etti. Heyet, daha sonra çıkışta açıklama yaptı.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Kötü bir güne uyandık. Bildik, antidemokratik uygulamalar. Basın yayın organlarını susturan, yazanı, çizeni susturan, yargılayan, içeri atan bir durumla karşı karşıyayız" dedi. TELE1'in gerçeğin sesi olmaya çalışan, kadını, doğayı, çevreyi, hak arayanı, ezileni anlatan bir kanal olduğunu söyledi.
"GEÇMİŞTE DAMLARINDAKİ ÇANAK ANTENLERİ KIRILAN BİR GELENEKTEN GELDİĞİMİZ İÇİN.."
Bakırhan, "Demokrasinin kırıntısının dahi olduğu ülkelerde basın yayın organları güvence altındadır düşünce, ifade, özgürlüğü güvence altındadır. Maalesef bizde kırıntıları olmadığı için muhalif olanlara çeşitli sebeplerden dolayı işte böyle kayyum atanıyor yargılanıyor, içeri atılıyor, sesi Isırmaya çalışılıyor. Biz dün olduğu gibi bugün de karartılan, kayyum atanan içeri atılan basın yayın organlarının, yazarların, çizerlerin yanında olduğumuzu bir kez daha tekrar etmek istiyoruz. Bu durumu kınıyoruz, kabul etmiyoruz geçmişte kayyumu yaşayan geçmişte damlarındaki çanak antenleri kırılan bir gelenekten geldiğimiz için bu durumun ne olduğunu ne anlam ifade ettiğini çok iyi biliyoruz" diye konuştu.
"Muhalif kanalların düşüncelerine saygı gösterilmeli. Ya da açıkça çıkıp demokrasinin özgürlüklerin olmadığı söylenmeli" sözleriyle geçmiş olsun dileklerini ileten Bakırhan, TELE1 çalışanlarıyla dayanışma içinde olacaklarını kaydetti.
"TELE1'E KAYYUM ATAMAK ASLA KABUL EDİLECEK BİR DURUM DEĞİLDİR"
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan ise TELE1'e kayyum atanmasını şiddetle protesto ettiklerini ve kınadıklarını belirterek, "Bugünkü koşullarda bizi şuna alıştırmaya çalışıyorlar. Önce kapatıp tutuklayıp sonra suç delillerinin üretildiği bir dönemden geçiyoruz ve bizi buna alıştırmaya çalışıyorlar. Terörle suçluyorlar olmuyor, yolsuzlukla suçluyorlar olmuyor casuslukla suçluyorlar. Bugün Sayın Merdan Yanardağ casuslukla suçlamak, TELE1'e kayyum atamak asla kabul edilecek bir durum değildir. Şiddetle kınıyoruz, protesto ediyoruz. Kanal çalışanlarının ve Merdan Yanardağ’ın yanında olduğumuzu dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek isterim" ifadelerini kullandı.
Dayanışma ziyaretine gelen TÖP Sözcüler Kurulu üyesi Juliana Gözen da kayyum tepkisini, "Özgür basının, basın emekçilerinin, halkın haber hakkının, TELE1 çalışanların yanındayız. TELE1 ile dayanışma içerisindeyiz. Bundan sonra da onlarla birlikte mücadele içerisinde olacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyoruz" sözleriyle dile getirdi.
"NEYLE GELİRSENİZ GELİN BİR GERÇEK KARŞISINDA YENİLECEKSİNİZ"
TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise, "Türkiye'de zaten sayısı neredeyse bir avuç kalmış emekten, halktan, özgürlüklerden, barıştan, demokrasiden yana yayın yapan basın kanallarına dönük yeni bir saldırıyla karşı karşıyayız" diyerek, şöyle konuştu:
"Arkadaşlar, dikkatinizi çekiyorum. Medyanın yüzde 98’ini abluka altına almış, milyonlarca lira, milyarlarca lira para harcayarak yalanı egemenlik sağlamaya çalışan bir iktidar var. Ve bu iktidar karşısında sayısı belki az ama yüreği kocaman basın emekçileri, işte şu gördüğünüz sanayide, o plazalarda üretemedikleri haberleri, halktan gizlemek istedikleri gerçekleri şu imkânsızlıklar içerisinde bizlere ulaştırıyorlar. Ve sesi kısılmak istenen, işte bu gerçeklerdir. Herkes şunu bilsin; binlerce yalanınızla, milyonlarca liranızla, tankınızla, topunuzla, TOMA’nızla, neyle gelirseniz gelin bir gerçek karşısında yenileceksiniz. Halktan daha büyük bir gerçek yok, demokrasiden daha büyük bir gerçek yok. Ve biz bugün burada ne yaparsanız yapın, haklının, iyinin, güzelin, doğrunun, talebin, emekçilerinin, Merdan Yanardağ'ın yanındayız demek için sembolik olarak bugün buradayız.''
"TÜRKİYE’DE MAZLUMLARIN SESİ OLDUĞUNU BİLİYORUZ"
Dayanışma ziyaretinde bulunan bir diğer isim CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ise "Yine Türkiye'de haber alma hakkına, özgürlüklere, otoriter rejime karşı özgürce konuşmaya, halkın sesine dönük sistemli bir saldırıyla karşı karşıyayız. Merdan Yanardağ’ı hepimiz biliyoruz, TELE1’i hepimiz biliyoruz. Merdan Yanardağ’ın ve TELE1’in Türkiye’de mazlumların sesi olduğunu biliyoruz. Merdan Yanardağ ve TELE1’in haksızlığa uğrayanların, Türkiye’de eşitlik, özgürlük ve adalet isteyenlerin sesi olduğunu biliyoruz" dedi.
TELE1'in yayın yapmasının önüne geçilmesi için her türlü yolun denendiğini söyleyen Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi artık yalanların öyle bir noktasına geldiler ki Goebbels misali ‘Yalanın öyle büyük olsun ki herkes inansın’ noktasında casusluk suçlamasına getirdiler. Merdan Yanardağ’dan casus çıkmaz. Merdan Yanardağ’dan, casuslarla beraber Türkiye’nin geleceğini satma hesabında olanlara karşı vatansever bir duruş çıkar. Merdan Yanardağ ve TELE1 ekibi, Türkiye’de yurtseverliğin, özgür yayıncılığın, özgür televizyonculuğun bir yerlerden beslenerek değil, izleyicisinden, halktan beslenerek, halkın gücüyle yayın yapmanın en önemli örneklerinden biridir."
















