DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin umut hakkı kararına ilişkin partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Türkdoğan, şunları söyledi:
“AİHM’in bu kararları çerçevesinde Türkiye’yle ilgili ilk karar, 18 Mart 2014 tarihinde alındı. Abdullah Öcalan-2 Türkiye davasında bir karar verildi ve Sayın Öcalan’la ilgili olarak ölünceye kadar infazın kabul edilemeyceğini belirtip Winter İngiltere kararında ifade ettiği 25 yıllık hapislik sürecinden sonra şartla salıvermeyle ilgili bir mekanizmanın kurulmasına dair bir karar verdi.
Bu kararın uygulanmasıyla ilgili olarak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ilk olarak 2015 yılında Türkiye’den bilgi istedi fakat daha sonra Bakanlar Komitesi bunu gündemine almadı. Hem Sayın Öcalan’ın avukatlarının başvuruları hem Türkiye’deki insan hakları örgütlerinin başvurularının sonucunda 2021 yılında Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, bu konuda verilmiş olan kararları toplayıp ‘Gurban ve diğerleri’ ismiyle 4 dava grubunu topladı ve Türkiye’yle ilgili yeniden inceleme kararı aldı.
Türkiye’den bilgi talep etti. Türkiye, bu konuda herhangi bir adım atmayacağını ifade etti ve 2021 yılında Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye’ye umut hakkının gereğini yerine getirmesi konusunda tavsiyelerde bulundu. Türkiye bu tavsiyeleri yerine getirmedi."
"MECLİS KOMİSYONUNUN SAYIN ÖCALAN’IN GÖRÜŞLERİNE BAŞVURMASI ŞARTTIR"
"2024 yılında yeniden sivil toplum örgütlerinin yoğun başvurusu sonucunda tekrar konu Bakanlar Komitesi’nin gündemine geldi ve komite yeniden Türkiye’ye tedbirleri alması gerektiğini ifade etti ve özellikle bu konuda adım atması gerekliliğinin zorunluluk olduğunu bildirdi. Bu yıl, Türkiye’deki sivil toplum örgütleri, Sayın Öcalan’ın avukatları ve uluslararası insan hakları örgütleri Bakanlar Komitesi’ne bildirimlerde bulundular ve komitesi 15-17 Eylül 2025 tarihleri arasında dosya üzerinden inceleme yaptı. Bakanlar Komitesi kararında; öncelikle Türkiye’nin AİHM kararının gereğini yerine getirmediği ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasında 25 yılını dolduran mahpusla ilgili bir değerlendirme mekanizması kurulması yönünde bir yasal düzenleme yapmadığı için derin üzüntü duyduğunu ifade etti.
Doğrudan doğruya Adalet Bakanlığı’na çağrı yapılıyor ve diyor ki, ‘İnsan Hakları Eylem Planı çerçevesinde infaz hukukunda düzenleme yaparken umut hakkını mutlaka düzenleyin.’ Bakanlar Komitesi ilk defa Türkiye’deki ‘Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne atıf yaparak TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ndan da yararlanılması gerektiğini açık bir şekilde ifade ediyor. Bakanlar Komitesi bu konuda milletvekillerinin verdiği yasa tekliflerinin kanunlaşmasını talep ediyor. Yine Bakanlar Komitesi, ‘Tecrite başvurma, yasal haklarını kullandır’ demek istiyor.
DEM Parti olarak Bakanlar Komitesi’nden beklentimiz şu: Umarız önümüzde birkaç aylık dönemde umut hakkını hayata geçiririz. Eğer bu hak hayata geçirilmezse Bakanlar Komitesi’nin yapması gereken bellidir, sözleşmenin 46. maddesinin 4. paragrafını işletmektir. İhlal prosedürünün başlatılması için dosyayı yeniden AİHM’e göndermektir. TBMM’den beklentimiz var. TBMM’de kurulan komisyonun öncelikle Sayın Öcalan’la bir an önce görüşmesi gerekir. Bunun yöntemini Sayın Meclis Başkanı ve komisyon kararlaştıracaktır. Bir heyetin mutlaka Sayın Öcalan’la İmralı adasında görüşmesi ya da güvenlik önlemleri alınarak Sayın Öcalan’ın Meclis’e getirilip komisyonla buluşturulmasının sağlanması gerekir.
Bu süreci başlatan kişi Sayın Öcalan, o halde Meclis komisyonunun Sayın Öcalan’ın görüşlerine başvurması şarttır. Geçiş dönemi yasaları konusunda, barışın hukukun oluşturulması anlamında barış yasaları konusunda Sayın Öcalan’ın görüşlerini almak durumundadır komisyon. Herkesin görüşlerini aldınız, bu süreci başlatan başaktörün, bu sürecin başmüzakerecisinin görüşlerini de almak durumundasınız. DEM Parti olarak bu konudaki yasal hazırlıklarımızı yaptık. Hangi kanunlarda ne gibi değişiklikleri yapılması gerektiğini ifade ettik. Bununla ilgili kanun tekliflerinin hayata geçirilmesi gerekiyor. Siyasal iktidardan beklentimiz şu: İnsan Hakları Eylem Planı çerçevesinde infaz hukukunda zaten bir düzenleme yapılması şarttır. Türkiye’nin infaz kanunu eşitsizlikler ve ayrımcılıklarla doludur. Bu kapsamda umut hakkı rahatlıkla düzenlenebilir."
"ÖCALAN’IN TÜRKİYE DEMOKRATİK KAMUOYUYLA BULUŞMASININ ÖNÜNDEKİ ENGELLERİN KALDIRILMASI GEREKİYOR"
"Özellikle Cumhur İttifakı’na kendi verdikleri sözü hatırlatıyoruz. Bir kuşun uçabilmesi için çift kanadının olması gerekir, tek kanatla kuş uçar mı Sayın Bahçeli’ye söylüyorum. Bu kuşun bir an önce çift kanatlı olması için de Sayın Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması gerekir. Bu metaforu Sayın Bahçeli sık sık kullanıyor, biz de hatırlatıyoruz. Bir siyasi ittifak, kamuoyu önünde söz vermişsie bu sözün gereğini yerine getirmek durumundadır.
‘Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ sadece Türkiye’yi değil, bütün Orta Doğu’yu ilgilendiren bir süreçtir. Sayın Öcalan’ın infaz hukukundan kaynaklanan rutin haklarının yerine getirilmesi gerekiyor. Sayın Öcalan’ın Türkiye demokratik kamuoyuyla buluşmasının önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor. Avukatlarıyla, ailesiyle, heyetlerle görüşmesinin sağlanması ve bunların rutin hale getirilmesini de özellikle vurguluyoruz.
Çatışma çözümü sürecini başarmak istiyoruz. Sayın Öcalan bu konuda çok kararlı, bizler de çok kararlıyız. Bu ülkeye barışı getireceğiz. Barışı getirebilmemizin yolu da Sayın Öcalan’ın mutlaka sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının geçmesinden geliyor. Siyasi iktidar bakımından uluslararası hukukun gereği olarak bir meşruiyet var, AİHM karar vermiş. Bir an önce umut hakkının gerçekleşmesi noktasında siyasi iktidarın, TBMM’nin, bu konuda sorumlu olan herkesin adım atması gerektiğini ifade etmek istiyoruz."
Kaynak : cumhuriyet.com