Meyhane sen güzelsin,
Satıcıların olmasa.
Ezilir siteminde ufalmış gözlerin
Masalar, bir masa.
İhtiyar adam gelir, açlıktan kalma, yanık
Börek satar, taze.
Aldınız, yiyemezsiniz,
Oturur midenize.
Siz kızarsınız başka, irin gibi yüzlü,
Çiçekçi kadın gelir.
Çoğaltır bardaktaki hüznü,
Uzattığı karanfil.
Karides, deniz gülü karides...
Tatmadınız ömrünüzde.
Duyarsınız al bir utanç gibi bikes,
Pörsük antenleri gönlünüzde.
Parfümlerim var esans..
Babacan bir adam.
Muhteremdir,
Diretiyor madem.
Dolması, midye, sıcak..
Kirli beyaz önlüğü.
Gizler bir pırıltı, içli, yaltak,
Uykulu gözlerdeki yorgunluğu.
Sen küçük kız ver bir gazete,
Hangisi olursa olsun.
Öperdim ellerini kötüye çekilmese
Çocukluğunu satıyorsun.
Hiç düşündünüz mü, sarhoşsunuz,
İğrençtir adeta.
İstediğiniz kadar sarhoş olunuz
Keyfediyorsunuz ya!
Şiir:Behçet Necatigil
“Hepimiz zirvede olmak isteriz ama asıl keyif, oraya tırmanırken yaşadıklarımızdadır.” Can Yücel
TDK’ya göre: Yedi farklı anlamı vardır. İlk anlamı: Vücut esenliği ve sağlıdır. İkinci anlamı : Canlılık, tasasızlık ve iç rahatlığıdır. Üçüncü anlamı : Rahat, huzur ve afiyettir. Dördüncü anlamı : İstek, heves ve zevktir .
Beşinci anlamı: Alkollü içki ve başka uyuşturucu maddeler kullanıldığında insanda görülen durumdur… Altıncı anlamı : Kural dışı istektir. Yedinci anlamı: Argo, esrardır. Kelime kökeni Arapça kyf kökünden gelen kayf durumdur.
Kesmek, biçimlendirmek ve bu anlamdan türetmeyle nasıl ve nasıllık= nitelik (keyfiyet) anlamlarına gelmektedir. Başlayan rahatlama ve duygu yoğunluğuna denir. Keyif bir ruh halidir, istencin(değişken) tepkileridir.
5 harfle yaşama etki edendir. Kişinin iç ve dış dünyasının birbirine uyması ve uyuşmasıdır. Kişinin rahatının yerinde olması iç huzuru sağlamasının durumudur. Dinginliğe ve ruhsal doygunluğa da seslenir.
Ne zaman gelip ne zaman gelmeyeceği de belli olmamaktadır. Kişisel ve bireysel bir deneyimi de içine alır. İçsel olarak elde edilmektedir. Anlık ve geçici olmada yer alır. Eğlenmeyi seven kişiler için kullanılmaktadır.
Bütün koşulların belirli bir noktaya gelmesiyle başlar. Kısa süre de gidebilmektedir. “Keyfinize bakınız” sözünü de anımsatır. Keyifle ilgili öğrenilen ise yokluğunda insanın ne kadar keyifsiz olduğudur. Yoluna da kahyalar adanmıştır…
Pozitifliği de getirir. Hayata anlam katandır. Bu keyif; keyfi olursa gelir, olmazsa kaçar gider...Yaşamımıza keyif veriyorsunuz, keyifli bir sohbet oldu keyifli bir insansınız olarak yer bulandır.
Hiçbir şeyi düşünmemeyi de getirir. İnsanı yaşamı boyunca da takip eder. Keyif duymaya ya da duymamaya neyin yol açtığına karar vermek için de gücün etkisine bakmakta gerekir.
Keyif “doğru ölçüyü de tanımamaktadır; çok fazla ile çok az arasında gidip gelmektedir. Kapitalizm : Keyiften feragat ediyorumu , yani gelecekte kâr elde etmek için şu anda sefil bir hayata katlanıyorumu benimsetmek ister.
Ama bu gelecekte çoğunlukla hayalden ibarettir. Bütün reklamcıların da hedef kitlelerini etkilediği noktadır. Ana tema “keyif” üzerine kuruludur reklamlarda. Bunu al keyfine baktır.
Keyif al” emri de sistemsel olarak çalışmaktadır . Bu eksiklik hissi ise öznenin hiçbir zaman tam olarak tatmin olamayacağı ve bu yüzden sürekli olarak yeni olanın arzulayacağı fikrini desteklemektedir.
Satılığa da çıkar. Seni soyan da olur. Tüketime de yönlendirir. Kapitalizme yedirilmemesi de gerekir. Marx’ın da dediği gibi. "Eğer koşullar insanları biçimlendiriyorsa, o koşulları insanca biçimlendirmek gerekir.”
Deyimlerimizde de yer bulur: Keyfi Gelmek: Eski neşesini bulmaktır. Keyfi Bilmek: İsterse yapmak. Keyfini Yapmak: Her türlü istek ve dileği yerine getirmek. Keyif Vermek: Neşe vermek, Sarhoş etmek.
Keyfini Kaçırmak: Üzmek ,bozmaktır. Keyif Ehli: Rahatına düşkün kimsedir. Fıkralarda yeri hazırdır . Nasrettin Hoca'ya "Sen hiç 'keyif' içtin mi?" demişler. Hoca "O da nedir?" diyecek olmuş. Anlatmışlar. Sonra da keyfin iyice tutması için hamamda içilmesi gerektiğini söylemişler. Hoca da gidip aktardan almış. Hamama gitmiş. Artık içtiği esrar mı afyon mu bilemem, oturup beklemiş ki "tutsun". Sonunda aktarın kapısına dayanmış "Be adam bana sattığın keyif sahteymiş tutmadı". Aktar tepeden tırnağa süzmüş Nasrettin Hoca'yı "Hoca" demiş, "Keyif tutmamış peştamalla gelmişsin... Tutsa nasıl gelecektin?"
Kilitti de açandır, yarı aralıkta bırakandır. İçinden geleni rahatça yapmayı da getirir. Önemli olan yaşamı güzel kılmadır. Yazıyı bir tebessümle noktalayalım. “Keyfim kaçtı bulanların insaniyet namına haber vermeleri rica olunur”.
Özgür Karakaya
ozgur694@hotmail.com