Orman yangınları üzerine
Yine cayır cayır yanıyor ormanlarımız. Gün geçmiyor ki, birkaç felaket haberi almayalım. Aynı gün 100’ün üzerinde yangın çıkar, alevler yutar mı yüz binlerce ağacı? Bizde yutuyor işte.
Çoğu sabotajdan gidiyor, ihmalden eriyor, sigara izmaritiyle tutuşuyor ormanlar. Gerçi aşırı sıcaklar da, mangal keyifleri de, arıcıların dikkatsizliği de önemli etken ama, asıl bunlara bir de rant hesabını eklemek lazım. Sadece yangınlarla eksilmiyor ormanımız, önüne gelene dağıtılan maden ruhsatları da perişan ediyor, kevgire çeviriyor yeşil örtümüzü. Altın bulacağız diye, kömür çıkaracağız diye, mermer alacağız diye mahvediyoruz doğal güzelliklerimizi. Yeraltı zenginliğimizden elbette yararlanacağız. Ama ormanları mahvederek, orman zenginiyken orman fukaralığına düşerek değil.
Efendim yanan ormanların yerine milyonlarca fidan dikiyor, açığı kapatıyormuşuz. Dikilen el büyüklüğündeki taze fidanları keçiler yemez, ortalarına gökdelen binalar dikilmezse eğer, 40-50 yıl sonra büyür ağaçlar. Yarım asır sonra kim öle kim kala, kim göre onları? TOKİ’nin elinden, orman kaçakçılarının baltasından, mangalcıların keyfinden ve yangın belasından kurtulabilecekler mi acaba? İstatistiklere bakarsanız, ülke genelimizin yüzde 27.7’si orman. 22 milyon hektarlık orman alanımızda 8 milyardan fazla çeşitli ağaca sahipmişiz. Bu hesabı TÜİK yaptıysa yanlıştır mutlaka. Doğrusunu nereden öğrenebiliriz ki?..
Yangınları suyla söndürebiliriz. Şimdi suya ulaşmak da kolay değil. Kuraklığa doğru gidiyoruz, Ege ve Akdeniz’de etkileri görülmeye başlandı bile. Buna da çare üretmek, dünyadaki gelişmeleri iyi izlemek ve gereğini vakit kaybetmeden yapmak lazım. Bizim orman teşkilatımız yazları iyi çalışıyor, yangına hızla ulaşmak ve söndürebilmek için fedakarca uğraşıyor. Ama yangın sezonu bittikten sonra, kış uykusuna yatıyor teşkilat. Oysa asıl kış aylarında çalışmaları, kapı kapı-köy köy dolaşarak halkı eğitmeleri, muhtarlarla işbirliği yaparak muhtemel yangınlara karşı alınacak önlemleri önceden tespit etmeleri gerekiyor. Orman köylerinde su kaynakları nerede, arazözler suyu nereden alacak, yangında disiplini kim sağlayacak, meraklılarla görevlileri kim birbirinden ayıracak? Yangına tanık olanlar bilirler, bu konudaki karambol yüzünden daha fazla alanımız yanıyor.
Orman teşkilatı neden üniversitelerle işbirliği yapmaz, neden silahlı kuvvetlerimizden yararlanmaz? Hem yangınlarda, hem de ağaçlandırmalarda destek istese bu kurumlardan kötü mü olur? Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK ve Genelkurmay Başkanlığı ile müşterek bir çalışma, ormanlarımızın sigortası olur. Üç kurum bir araya gelse var ya, Türkiye’nin kaybettiği ormanları kısa sürede yerine koymakla kalmaz, ülkeyi yemyeşil hale getirirler.