SENİ SEN YAPAN MANEVİ DEĞERLERİNİ BİLİYORMUSUN.?
Bu cumhuriyeti ve bu cennet vatanı bize vatan olarak kuran başta eşsiz önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'e ve bu toprakları şehit düşen isimsiz kahramanlarımız minnettarız "Allah tüm sehitletimizin ve bu toprakları düşmüş isimsiz kahramanlarımız in mekanlarını cennet eylesin."
Biliyorum ki bu yüreklere dokunan yazımı okuduğunuzda çok şaşıracaksınız... Yüreğinde vatan sevgisi kalbinde insan sevgisi olan tüm canlara bin selam olsun.!
Unutulmasın bu hayatta iki şeyi birbirinden ayırmak gerekir: "Eğer biz insanlar olarak ayiramiyorsak bugünkü yaşadığımız karanligi insanlar olarak içinde bulunduğumuz 21. yüzyılın bilgi ve bilim çağı olduğunu düşünme ve sorgulama seviyemizi de anlayamayız "...
ÖNCE İYİ BİR İNSAN OLMANIN İLK KOŞULU AHLAKLI BİR İNSAN OLMAKTAN GEÇTİĞİNİN BİLİNİYOR OLMASIFLDIR.!
1. Allah tarafından bizim çabamıza bağlanmış olan konularda hedefimizi olabildiğince yukarıya çekmeliyiz ki daha iyisini yapabilecekken daha azını elde etmiş olmayalım, kapasitemizi boş yere âtıl bırakmış duruma düşmeyelim.
2. Allah tarafından bizim çabamıza bağlanmış olmayan konularda beklenti eşiğimizi olabildiğince aşağıya çekmeliyiz ki beklentilerimiz gerçekleşmediğinde hayal kırıklığına uğramış olmayalım.
İnsanın hayatında iki durum söz konusudur: Birincisi Allah'ın, kulun elde edeceği şeyi onun kendi çabasına bağlayarak takdir ettiği konular. İkincisi ise kulun kendi çabasına bağlı olmayan, tamamen Allah'ın takdiri sonucunda karşılaştığı durumlardır.
İlk konuda şu hususa dikkat etmek gerekir: İnsan, kendi çabasına bağlanmış olan bir konuda kendisine üstün hedefler belirlemezse sahip olduğu kabiliyetleri, bir işe odaklanma becerisini boşa harcamış oluyor.
Bir öğrenci düşünelim: Bu öğrenci "derslerde 50 puan üzeri almayı" kendisi için hedef olarak belirlemiş ve bunu yeterli saymışsa, çalışması da ona göre olacak, kendisini daha yukarıya çekmek için gayret etmeyecek, kasmayacaktır.
Bir işçi, işinde en üst noktalara gitmek, her gün yeni bir şeyler öğrenmek noktasında bir hedef belirlemezse o kişi bir zaman sonra yaptığı işi otomasyona bağlayacak, verimliliği düşecek, hayatı da sıkıcı bir hal alacaktır.
Dinî konularda da böyledir. Bir insan, her gün ilmini arttırmak, amelini daha ihlas ile daha özenli bir şekilde yapmak, Kur'an'ı daha iyi anlamak gibi bir hedef belirlerse vaktini, enerjisini, kabiliyetlerini ona göre ayarlar. Buna karşılık namaz vb. ibadetleri rutin işler olarak görmeye başlayıp bilgisini arttırma, okuma yapma gibi bir hedefi olmazsa bir zaman sonra yaptığı şeyler sıradanlaşacak, sırf âdet yerini bulsun diye yapar hale gelecektir.
İnsanın çabasına bağlı olmayan hususlar da vardır. Bu konuda insan, beklentilerini ne kadar aşağı seviyede tutarsa onun Allah'a karşı şükran ve minnettarlık duygusu, hayata bağlanması, mutluluk hissi de o kadar yüksek olur. Buna karşılık hayattan ne kadar çok beklenti içine girerse, o beklentiler gerçekleşmedikçe hayata olan bağlılığı azalacak, hayal kırıklıkları, umutsuzluklar, melankoliler hayatını kaplayacaktır.
Günümüzde insanların çoğu yukarıdaki iki hususu ters yüz etmiş durumdalar. Kendi çabalarına bağlı olan konularda kendilerini sıkmak, gayret etmek, alın teri dökmek yerine olabildiğince düşük bir performansa, az yorgunluk çekmeye, hiç gayret göstermemeye âdeta özen gösteriyorlar. Azıcık yorgunluk gerektiren bir konuda hemen sıkılmaya, usanmaya, bıkmaya başlıyorlar.
Buna karşılık, kendi çabalarına bağlı olmayan konularda öyle üst beklentiler içerisine giriyorlar ki bunlar karşılanmayınca da kendilerini mutsuz birer kader mahkumu gibi algılıyorlar. Sanki hayatta hiçbir istekleri gerçekleşmemiş, bütün kapılar yüzlerine kapatılmış, sanki bedbahtlık bir etiket gibi çıkmamak üzere üzerlerine yapıştırılmış gibi hissediyorlar.
Allah Resûlü (sav) ne buyurdu?
"Kuvvetli bir mümin, Allah katında zayıf müminden daha hayırlı ve daha sevgilidir. Bununla birlikte müminlerin hepsinde hayır vardır.
Sen, sana faydalı olan şeye karşı arzulu ol! Allah'tan yardım iste ve acziyet gösterme! Başına bir belâ gelecek olursa; 'Keşke şöyle yapsaydım, şöyle olurdu' deme! Ama 'Allah takdir buyurdu; O diledi ve yaptı! de! Çünkü 'keşke' sözcüğü, şeytanın ameline kapı açar."
(Müslim, Kader, 8/34)
Rabbimiz, bizim elimizde olan konularda gayretli olmayı, elimizde olmayan konularda ise beklentilerimizi sınırlı tutmayı bizlere nasip eylesin. Âmin
Ali Berham ŞAHBUDAK.