İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, DEM Partili Meclis Başkanvekili Pervin Buldan ile TBMM’de yaşadığı tartışmanın ardından Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulundu. Meclis’in millet adına konuşma ve tartışma yeri olduğunu vurgulayan Çömez, “Bu millet adına yapılır. Ben de o sorumluluk ve esaret duygusuyla Meclis’te o gün görüşlerimi paylaştım” dedi.
Buldan’ın bir televizyon kanalındaki açıklamalarına değinen Çömez, “Buldan, İmralı’ya gittiğini, terörist başı Abdullah Öcalan’la görüştüğünü ve onun bazı değerlendirmelerini kamuoyuna aktardığını söyledi. Bana göre onun ulaklığını yaparak 50 bin kişinin katilini Türkiye gündemine taşıdı” dedi. Buldan’ın, “Öcalan medyanın dilinden çok rahatsız” sözlerine tepki gösteren Çömez, “50 bin kişinin katili, bebek katili, askerimizi, polisimizi, öğretmenimizi şehit etmiş alçak bir terör örgütünün elebaşı İmralı’dan parmak sallıyor ve talimatlar yağdırıyor. Meğer kendisi birkaç gün önce televizyonları izlemeye başlamış, yapılan eleştirilerden rahatsız olmuş ve bunu da Pervin Buldan aracılığıyla kamuoyuna iletmiş” ifadelerini kullandı.
‘GAZETECİLERİ SORUN OLARAK GÖREMEZSİNİZ’
Çömez, Buldan’ın açıklamalarında medyayı hedef aldığını belirterek şunları söyledi:
“Buldan, medyadaki bazı yorumcuların ve habercilerin sürecin aleyhine yorumlar yapmasının bir sorun olduğunu söyledi. Demokrasiyle yönetilen bir ülkede bir süreçle ilgili aleyhte yorum yapan gazetecileri sorun olarak hiç kimse göremez. Meclis Başkanvekili olan bir şahsın, medyadaki farklı yorum yapan kişileri sorun olarak görmesi çok önemli bir değerlendirmedir. Üstelik bu sorunun çözülmesi gerektiğini de söylüyor.”
‘SADECE KATİL DEĞİLMİŞ, AYNI ZAMANDA BİR FAŞİSTMİŞ’
Çömez “Bu değerlendirmeleri yapan terörist başı sadece 50 bin kişinin katili değilmiş, aynı zamanda bir faşistmiş, bir despotmuş, bir diktatörmüş. Cezaevinden parmak sallayarak farklı görüş ifade eden gazetecileri sorun olarak görüyor. Pervin Buldan da bu sorunun çözülmesi gerektiğini söylüyor ve sonra da iktidara bir sorumluluk yüklüyor. ‘Buna bizim gücümüz yetmiyor, bunu koalisyon ortağımız AKP çözsün’ diyor. ‘Medya ellerinde, yargı ellerinde çözsün’ diyor. Bu kabul edilemez, akıl alır gibi değil” ifadelerini kullandı.
‘TERÖR ÖRGÜTÜNE ALÇAK DEMEME TAHAMMÜL EDEMEDİ’
Çömez, Meclis’teki tartışmanın nasıl başladığını da şöyle anlattı:
“Buldan demecinde sürecin gecikmesinden şikâyet etti ve ‘İYİ Parti bu süreci engelliyor’ dedi. Ben de İYİ Parti Grup Başkanvekili olarak özgür medyayı yok sayanlara, faşizan bir tutumla muhalifleri susturun diyenlere sessiz kalamazdım. Meclis’te dedim ki: ‘Siz Atatürk’ün koltuğunda oturuyorsunuz. Bu yüce Meclis savaş meydanlarında kurulmuştur. Siz terörist başına ulaklık yaptınız.’ Buraya kadar sorun yoktu. Ancak hemen ardından Pervin Buldan gerildi ve benim ‘PKK alçak bir örgüttür, onun elebaşı da alçaktır’ demem üzerine ayağa kalktı, sözümü kesti. Çünkü terörist başına alçak denmesine tahammül edemedi.”
Oturuma 15 dakika ara verildiğini belirten Çömez, “Aranın ardından grup başkanvekilleriyle bir toplantı yapıldı. Ben de ‘Millet adına konuşmak için buradayım. Terör örgütüne övgü düzen konuşacak, ama terör örgütüne alçak diyenlerin sesi kesilecek. Buna katlanamam’ dedim” ifadelerini kullandı.
‘KOMİSYON KENDİ İÇİNDE BİR İTTİFAK OLUŞTURMUŞ’
Meclis’teki tutumun dikkat çekici olduğunu söyleyen Çömez, “O gün gördüm ki, süreç komisyonu kendi içinde bir ittifak oluşturmuş. Benim PKK’ya ve bölücü unsurlara karşı tavrım bütün grupları bir araya getirdi. Bazıları yüksek, bazıları düşük tonla rahatsızlıklarını dile getirdi. Sonrasında Meclis yeniden açıldığında konuşmama devam ettim” dedi. Çömez, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hep söyledik, yine söylüyorum: ‘Siz hepiniz, biz tek.’ Biz millet adına siyaset yapıyoruz, millet adına mücadele veriyoruz. Hiç kimse bizim sesimizi kesemez, bize had bildiremez. Hiç kimse bu Gazi Meclis’in çatısı altında Kuvayı Milliye ruhunu yok edemez.”
‘KOMİSYON DIŞINDA BİR GÜNDEM YÜRÜTÜLÜYOR’
Çömez, Pervin Buldan’ın “Beş kişilik bir heyetin İmralı’ya gitmesi planlanıyor” sözlerine de değinerek “CHP’li Murat Emir ‘Komisyonun gündeminde İmralı’ya gitmek yok’ dedi. Komisyon tutanaklarına baktığınızda bu doğru. O zaman ortada bir kumpas var. 51 kişinin katıldığı komisyon toplantılarının dışında birileri bir gündem yürütüyor. Bu da komisyonun toplumu ikna etmek için dizayn edilmiş göstermelik bir yapı olduğunu teyit ediyor” dedi.
‘HANİ PAZARLIK YOKTU?’
AKP ve DEM Parti’nin açıklamalarına da değinen Çömez, “AKP’nin sözcüsü ‘Herhangi bir partinin kendi ajandasını sürecin tamamının ajandası zannetmesi yanlıştır’ dedi. Bu bile iktidarın rahatsızlığını gösteriyor. DEM Parti sözcüsü ise ‘Öcalan’ın liderlik yapabileceği yolların açılmasını istiyoruz’ dedi. Asıl gündem, terörist başının toplumun önüne lider olarak sunulabilmesi. PKK’nın Kandil’deki elebaşlarından biri de ‘Öcalan serbest bırakılmazsa hiçbir militan dağdan inmeyecek’ dedi. O zaman soruyorum: Hani pazarlık yoktu? Demek ki kapalı kapılar ardında bir pazarlık var” ifadelerini kullandı.
Çömez, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu ihanet sürecine itiraz etmek için ortaya çıkmış İYİ Parti kadrolarına karşı topyekün bir yapı var. Yine söylüyorum: Hepsi bir, biz tekiz. Doğruların peşinden cesaretle ve yüreklilikle koşmaya devam edeceğiz.”
Kaynak : cumhuriyet.com