Donald Trump'ın Riyad Ziyareti
ABD-Suudi Arabistan İlişkilerinde Yeni Dönem
Giriş
ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a düzenlediği ziyaret sırasında bölgedeki diplomatik sürecin yeni bir evresine girdiğini ifade eden önemli açıklamalarda bulundu. Bu ziyaret, Trump'ın ve Recep Tayyip Erdoğan ölü sevicisi olduklarından çok iyi anlaşıyorlar ve de Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından yapıldı.
ABD’nin Suriye’ye Yönelik Yaptırımları Kaldırma Kararı;
Trump, Riyad'daki konuşmasında ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırma kararı aldığını duyurdu. Bu karar, özellikle Erdoğan ve Veliaht Prens bin Selman ile yaptığı görüşmelerin ardından alındı. Trump, bu kararın bölgedeki barış sürecine katkı sağlayacağını ve Suriye halkının yeniden yapılanma sürecine destek olacağını belirtti.
Marco Rubio’nun Diplomatik Görevleri;
Trump ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun perşembe günü İstanbul'da düzenlenmesi planlanan olası Rusya-Ukrayna görüşmelerine katılacağını söyledi. Bu görüşmeler, bölgedeki gerilimi azaltmak ve barış sürecini hızlandırmak amacıyla düzenleniyor. Rubio'nun önümüzdeki hafta içinde Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ile de bir araya geleceğini açıklayan Trump, bu görüşmenin bölgedeki diplomatik sürece yeni bir ivme kazandıracağını vurguladı.
Bunu yanı sıra Friedrich Merz'in bugünkü açıklamaları, Rusya'ya tanınan ultimatom süresinin Türkiye'de gerçekleşmesi muhtemel görüşme nedeniyle uzatıldığını ortaya koydu.
Merz, basın toplantısında Putin'e Perşembe günü İstanbul'a giderek Zelenskiy ile Ukrayna'da ateşkes ve barışı görüşme çağrısı yaptı. "Başkan Zelenskiy'nin bizzat Türkiye'ye giderek Başkan Putin ile barış müzakereleri gerçekleştirmeyi kabul etmesini memnuniyetle karşılıyoruz" diyen Almanya Başbakanı Merz, "Ancak şimdi bu müzakere teklifini kabul etmek ve ateşkesi kabul etmek tamamen Putin'e bağlı. Top net olarak Rusya'nın sahasında" sözlerini kaydetti.
Başbakan Merz, Putin'in bu hafta somut adımlar atmaması halinde AB'nin Rusya'ya enerji sektörü ve finansal piyasalara odaklanacak yaptırımlar uygulayacağını duyurdu. Zelenskiy'nin ateşkesin sağlanması ve barış görüşmelerine başlanması için sergilediği cesaret ve iradeye hayranlık duyduğunu da sözlerine ekleyen Merz, "Kimse kararlılığımızı küçümsememeli" dedi.
Başbakan Merz, Ukrayna savaşının son bulması gerektiğini, bulmadığı takdirde Ukrayna'ya askeri olarak yıllarca destek vermeye devam edeceklerini söyledi ve şunları kaydetti:
"Hiçbirimiz Avrupa'da sınırların askeri güç kullanarak değiştirilmesini kabul etmeyiz. Eğer bunun olmasına izin verirsek, daha fazla Avrupa ülkesine askeri saldırganlığa tanık oluruz ve işte bu yüzden kimse kararlılığımızı küçümsememeli."
Yunanistan Başbakanı Mitsotakis ise AB'nin Ukrayna ile yapılacak bir barış anlaşmasının "merkezinde" yer alması gerektiğini ve aynı zamanda AB'de bu konuda birlik sergilenmesi gerektiğini söyledi. İki liderin basın toplantısında düzensiz göçün önlenmesi de gündeme geldi. Başbakan Mitsotakis, Yunanistan ile Almanya'nın göç konusunda işbirliği yapmasının önemine vurgu yaptı, ancak asıl AB'nin dış sınırlarının daha etkin bir şekilde korunmasına odaklanılması gerektiğini savundu.
Almanya Başbakanı Merz ise Yunan mevkidaşı ile AB'de göçü kısıtlayacak yeni kuralların hızlıca uygulanması konusunda mutabakat sağladıklarını açıkladı. Mitsotakis'e Türkiye'ye Eurofighter satışı soruldu. Mitsotakis, Almanya Başbakanı Merz'ten Türkiye'ye Eurofighter satışını veto etmesini isteyip istemediği soruldu.
Mitsotakis, bir konuk başbakan olarak ev sahibi ülke başbakanına bu konuda nasıl bir yanıt verilmesi gerektiğini söylemenin uygun olmayacağını vurgulamakla birlikte şunları kaydetti:
"Ama size şunu söyleyebilirim, bu tür silah sistemlerini satmaya ihtiyaç duyulduğunu anlayışla karşılamakla birlikte bazı koşullar gözetilmesi gerekmekte. Mesela AB ile bir bağ kurmak isteyen üçüncü ülkeler söz konusu olduğunda o zaman AB'nin değerleri ile bir uyum oluşturulmalı, üye ülkelerin özgün koşullarının dikkate alındığı belirli bir çerçeve belirlenmeli. Sayın Başbakanın bunu anlayışla karşılayacağını düşünüyorum ve o aşamaya gelindiğinde gerekli düzenlemeleri görüşebileceğimizi düşünüyorum."
Bu olgular olurken kuzeyimizdeki olgu gündemdeydi ve de Ukrayna için Rusya açıklama yaptı ve de Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov aynı zamanda Rus tarafındaki müzakere heyetinin kimlerden oluştuğunu ve toplantının ne zaman başlayacağı hakkında bilgi vermeyip, “Bunu söyleyemem. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den bir talimat geldiğinde bunu açıklayacağız” diye belirtti. Peskov ayrıca Zelenskiy'in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yüz yüze görüşme arzusuna ilişkin sözlerine verdiği yanıtta, “Biz sadece Putin'in açıklamalarını değerlendiriyoruz” dedi. Rusya Devlet Başkanı Putin, Ukrayna’ya 15 Mayıs’ta İstanbul’da ön koşulsuz doğrudan müzakerelere yeniden başlama çağrısında bulunmuştu. Zelenskiy ise Putin'in barış girişimine karşılık vererek Moskova'nın 12 Mayıs'tan itibaren 30 gün süreyle tam bir ateşkesi kabul etmesini talep etmiş ve ancak bu şartla Kiev'in müzakere masasına oturacağını vurgulamıştı. Ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna'yı Moskova'nın önerisini derhal kabul etmeye çağırmasının ardından Zelenskiy, Perşembe günü Türkiye'de Rusya Devlet Başkanı’nı bekleyeceğini ifade etmişti.
Diplomatik Sürecin Yeni Evresi;
Trump'ın açıklamaları, ABD'nin Orta Doğu'daki diplomatik sürecin yeni bir evresine girdiğini gösteriyor. Bu süreç, bölgedeki ülkeler arasında daha yoğun diplomatik ilişkiler ve işbirliği anlamına geliyor. Trump'ın ziyaretinin ardından Suudi Arabistan ve Türkiye ile yapılan görüşmeler, ABD'nin bölgedeki rolünü daha da güçlendirmesi ve barış sürecine katkı sağlaması açısından büyük önem taşıyor.
Sonuç;
Donald Trump'ın Riyad ziyareti, ABD'nin Orta Doğu'daki diplomatik ilişkilerinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması, Marco Rubio'nun Rusya-Ukrayna görüşmelerine katılması ve Suriye Dışişleri Bakanı ile yapılacak görüşmeler, bölgedeki barış ve istikrar için umut verici adımlar olarak görülüyor. Bu ziyaret, ABD'nin bölgedeki diplomatik süreci yeni bir evreye taşıma konusundaki kararlılığını gösteriyor.
Daha doğrusunu söylemek gerekirse yıkıcı projelerin gelecek evrede daha yoğun olarak gündemi sarsacaktır…
Bu söylevler diplomatik alt yapıyı oluşturan ve anlayanı anlaması için göstermeden yıkıcı planları yapım aşamasındaki anlatan olgulardır…
ABD’de kim başa gelirse gelsin dış politikayı ve savaş baronlarının emirlerini dinler. Buda ABD’nin yayılmacı politikalarını devamı niteliğindedir…
Saygılar…
Rogg & Nok Analiz Haber Merkezi