Zeytin Yasası'nın delinmesiyle birlikte Milas'ın 37 köyünde çiftçilerin banka kredileriyle kurduğu gelecek hayalleri, zeytin ağaçlarıyla birlikte topraktan sökülüyor. Bölge halkı, hem atalarından kalan mirası hem de çocuklarına bırakacakları geleceği kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.
Muğla'nın Milas ilçesinde, 7554 sayılı "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un ardından bölgedeki kömür madeni sahasını genişletmek amacıyla zeytin ağaçlarının söküm işlemleri başladı. Akbelen Ormanı'ndaki tartışmaların ardından şimdi de bölgedeki binlerce zeytin ağacı maden tehdidiyle karşı karşıya kaldı.
Milas'a bağlı Alaçam Mahallesi'nde 39 yıldır hekimlik yapan ve 8 yıldır zeytincilikle uğraşan Çağlayan Üçpınar, yasanın çıkmasının ardından sürecin bu kadar hızlı ilerlemesini beklemediklerini ifade etti. Üçpınar, "63 dönüm arazide her biri 100 yaşından yaşlı yaklaşık 750 ağacım var. Akbelen sürecinden sonra el konulan alanda çıkarılması beklenen kömürün miktar ve kalite olarak yetersiz olduğu görüldü. Bunun üzerine torba yasayla Akbelen, Karacahisar, Alaçam dahil 37 köyün arazilerinin kamulaştırılarak kömüre tahsis edilmesi yönünde bir karar alındı. Sürecin bu kadar hızlı gelişeceğini hiç düşünmemiştim" diye konuştu.
Ağaçların sökülerek başka bir yere taşınacağı yönündeki açıklamalara tepki gösteren Üçpınar, bu yöntemin birçok sorunu beraberinde getireceğini savundu. Üçpınar, konuyla ilgili şu eleştirilerde bulundu:
"Zeytinleri birer ikişer söküyorlar. Sosyal medyada unvanlı bazı kişiler 'Zeytinler taşınabilir' diye açıklamalar yapıyor. Nereye taşıyacaklar? Götürecekleri yer meçhul. O bölgedeki toprak yapısı, benim burada yetiştirdiğim kalitede zeytin ve zeytinyağı üretmeme olanak verecek mi? Bu bölge, coğrafi işareti olan, uluslararası yarışmalarda ödül alan ürünler veriyor. Yıllardır Londra'da ve başka yarışmalarda ödüller alıyorum. Zeytinlik yasası, ağaçların taşınmasını bırakın, 3 kilometre yakınına sanayi tesisi kurulmasını bile yasaklıyor. Ama şimdi zeytin alanının içine termik santral kurup, bu santrali çalıştırmak için zeytinlikleri söküyorsunuz."
Söz konusu kararın üreticiler için ciddi bir ekonomik belirsizlik yarattığını vurgulayan Çağlayan Üçpınar, bölgeye yaptığı yatırımları hatırlattı. Üçpınar, "Daha iyi üretim için banka kredisi kullandım. Su ve elektriğin olmadığı araziye güneş panelleri kurdum, 100 metreden su çıkarıp damla sulama sistemi döşedim. Tarım aletleri aldım ve bu kredilerin taksitlerini ödüyorum. Zeytinlerimi götürdüklerinde, tekrar verim almam yıllar sürecek. Bu süreçte kredi taksitlerimi kim ödeyecek? Yaptığım yatırımı yeni yerde bana geri verecekler mi?" sorularını yöneltti.
Üretici, 77 kişiyle birlikte karara karşı yürütmenin durdurulması talebiyle dava açtıklarını belirterek, "Hiç kimse, kanunların yaptırımının insan çabasından daha üstün olduğunu iddia edemez. Biz olmadıktan sonra bu toprağın bir anlamı yok" dedi.
Maden faaliyetlerinin bölgenin su kaynakları için de büyük bir tehdit oluşturduğunu dile getiren Üçpınar, sözlerini şöyle tamamladı:
"Burası Milas ve Bodrum'un suyunu sağlayan bir su havzası. Yapılan patlatmalarla suların yatakları değişiyor, daha derinlere gidiyor. Bodrum ve Milas'ın susuzluk sorunu artacak. Yeşil alan yerine artık kayaları görüyoruz. Bu toprağın kıymetini bilen insanlar olarak mücadelede saf tutuyoruz. Toprağımızı ve zeytinlerimizi vermemek için elimizden gelen mücadeleyi sürdüreceğiz."
Kaynak : halktv.com