Rogg & Nok
12 Eylül Faşist Darbesi: Üzerinden 45 Yıl Geçti Ama Karanlığı Hâlen Sürüyor
12 Eylül Faşist Darbesi Üzerine Bir Bakış…Mantıksal & Yapısal Özet ile Analitik Yorum
Aşağıda verilen metne göre; 12 Eylül 1980 darbesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde derin toplumsal, siyasal ve ekonomik kırılmalar yaratan bir dönüm noktasıdır. Darbenin mantıksal arka planında, ülkenin ekonomik ve siyasal istikrarsızlıkla sarsıldığı, toplumsal kutuplaşmanın zirveye ulaştığı bir süreç yer almaktadır. Sermaye çevreleri, yükselen sosyalist hareketler ve Kemalist damar karşısında, askeri vesayet yoluyla toplumsal düzeni yeniden tesis etmeye yönelmiştir. O dönemde, sokaklarda yaşanan şiddet olayları ve siyasi cinayetler, topluma sürekli bir korku iklimi pompalamış, bu da darbenin meşrulaştırılmasına zemin hazırlamıştır.
Yapısal olarak bakıldığında, 12 Eylül darbesi yalnızca askeri bir müdahale değil; aynı zamanda toplumu yeniden şekillendiren, siyasal partileri, sendikaları ve demokratik kitle örgütlerini hedef alan sistematik bir bastırma hareketidir. Darbe sonrası uygulanan yasaklar, işkenceler ve baskılar, toplumsal hafızada derin izler bırakmış; demokrasinin, insan haklarının ve özgürlüklerin uzun yıllar boyunca askıya alınmasına neden olmuştur. Ekonomik açıdan ise, neoliberal dönüşümün önünü açan 24 Ocak Kararları'nın uygulanabilmesi için uygun zemin yaratılmıştır.
Analitik açıdan değerlendirildiğinde, 12 Eylül darbesi kısa vadede düzeni sağlama iddiası taşısa da, uzun vadede toplumsal barışa ve siyasal çoğulculuğa büyük zararlar vermiştir. Korku ve baskı ortamı, toplumsal muhalefetin sindirilmesine yol açarken; devlet-toplum ilişkilerinde güven bunalımı yaratmıştır. Bugün, aradan geçen 45 yıla rağmen 12 Eylül'ün karanlığı hâlâ toplumsal ve siyasal yaşamda hissedilmekte, demokrasinin ve insan haklarının tesisi için mücadele devam etmektedir. "Görünen köy kılavuz istemez" misali, darbenin yol açtığı tahribatlar ve topluma miras bıraktığı travmalar, geçmişle yüzleşmeden sağlıklı bir geleceğe ilerlemenin mümkün olmadığını bir kez daha göstermektedir.
Mantıksal & Yapısal Özet
12 Eylül 1980 darbesi, Türkiye'nin toplumsal, siyasal ve ekonomik yapısında derin yaralar açmış, Cumhuriyet ve Atatürk devrimlerinin kazanımlarını sistemli şekilde budamıştır. Darbe sonrasında, 1961 Anayasası'nın özgürlükçü ruhu yok edilerek yerine temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan 1982 Anayasası geçirilmiş; bu anayasa, darbecilerin yargılanmasını engelleyen hükümler de içermiştir. Sıkıyönetim ve özel mahkemeler eliyle muhalifler düşman ilan edilmiş, hukuk devleti ilkeleri ayaklar altına alınmıştır. Genç yaşta idam edilen Erdal Eren ve Necdet Adalı gibi örnekler, hukuksuzluğun boyutunu ortaya koymaktadır. Ekonomik olarak ise IMF, Dünya Bankası ve dış güçlerin talepleri sorgusuz sualsiz yerine getirilmiş, özelleştirme ve borçlanma politikalarıyla ülkenin kaynakları heba edilmiştir. 12 Eylül'ün bıraktığı antidemokratik ve baskıcı miras, AKP iktidarıyla birlikte tarikatların etkisiyle günümüze kadar taşınmış ve toplumsal yozlaşmanın zeminini hazırlamıştır.
Analitik Yorum
12 Eylül darbesi, yalnızca bir askeri müdahale değil; Türkiye’de faşizmin kurumsallaşmasının, demokratik güçlerin bastırılmasının ve toplumsal hafızanın silikleşmesinin başlangıcı olmuştur. Darbenin yarattığı korku ve teslimiyet ortamı, halkı politikadan uzaklaştırmış; İslamcı muhafazakâr bir toplum modeli hedeflenmiştir. Bugün yaşanan toplumsal, siyasal ve eğitimsel sorunların kökleri, 12 Eylül’ün karanlık mirasında yatmaktadır. Darbenin ardından başlatılan neoliberal politikalarla üretim yerine tüketime dayalı bir toplum modeli teşvik edilmiş, Türk Lirası değer kaybetmiş ve dışa bağımlılık artmıştır. 12 Eylül’ü anlamadan bugünkü sorunların kaynağını kavramak mümkün değildir; bu nedenle, o dönemin analiz edilmesi, günümüz Türkiye’sinin yapısal ve toplumsal sorunlarını çözmek için şarttır. Sonuç olarak, 12 Eylül bir “oldubitti” değil, halen etkilerini sürdüren bir toplumsal mühendislik projesidir.
Saygılar
Rogg & Nok Analiz Merkezi…