Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini soran ve faillerin yargılanması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda Mayıs 1995’ten bu yana eylem yapan Cumartesi Anneleri, bu hafta da Galatasaray Meydanı’na karanfil bırakarak açıklamalarını okudu.
Cumartesi Anneleri 1073’üncü haftada Galatasaray Meydanı’nda Fehmi Tosun için adalet istedi.
30 yıl önce İstanbul-Avcılar’daki evinden zorla götürülen Fehmi Tosun için basın açıklaması okundu.
"FEHMİ TOSUN DOSYASINDA ADALETİ SAĞLAYIN"
Cumartesi Anneleri’nin Fehmi Tosun için adalet talebiyle okuduğu açıklama şöyle:
“1073’üncü haftamızda, inkârın, cezasızlığın ve şiddetin gölgesinde, üç kuşaktır hakikat ve adalet mücadelesi yürüten Tosun Ailesi ile birlikte soruyoruz: Fehmi Tosun nerede?
35 yaşında, beş çocuk babası Fehmi Tosun, 19 Ekim 1995 sabahı, yakın arkadaşı Hüseyin Aydemir ile birlikte Avcılar’daki evinde kahvaltı etti. Kahvaltıdan sonra iki arkadaş birlikte evden ayrıldılar.
Aynı günün akşamında, silahlı, telsizli, sivil giyimli üç kişi, 34 UD 597 plakalı beyaz bir Renault araçla Fehmi Tosun’u evinin önüne getirdi. Eşi ve çocuklarını görünce , 'Beni öldürecekler!' diye bağırdı. Onlar yanına koştu, ama Fehmi zorla araca bindirilerek götürüldü.
Hanım Tosun hemen Avcılar Karakolu’na giderek eşinin kaçırıldığını bildirdi. Aracın plakasını verdi, müdahale edilmesini istedi. Ancak polisler, plakayı kontrol ettikten ve bazı telefon görüşmeleri yaptıktan sonra, 'Bizim yapacağımız bir şey yok.' diyerek hiçbir işlem yapmadı."
"BİREYSEL BAŞVURUDAN DA SONUÇ ALAMADI"
"Hanım Tosun ve İnsan Hakları Derneği, tüm yasal yollara başvurdu ve olayı kamuoyuna taşıdı. Ancak Fehmi Tosun’un gözaltına alındığı inkâr edildi. Ve o günden sonra, ne Fehmi’den ne de birlikte evden çıktığı Hüseyin Aydemir’den bir daha haber alınamadı.
İç hukuk yollarından sonuç alamayan aile, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu.
2003 yılında sonuçlanan davada, hükümet AİHM’e verdiği savunmada şöyle dedi:
‘Hükümetimiz, Fehmi Tosun’un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinin ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir.’
Fehmi Tosun’un yaşam hakkının ihlalindeki devletin sorumluluğunu AİHM’de kabul etmesine rağmen, iktidar bu dosyada etkin bir soruşturma yürütme yükümlülüğünü yerine getirmedi. Zamanaşımı gerekçesiyle takipsizlik kararı verilen dosya kapatıldı. Takipsizlik kararlarına yapılan itirazlar reddedildi. Aile, tüm iç hukuk yollarını tükettikten sonra Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bireysel başvurudan da sonuç alamadı."
"BİLİNÇLİ BİÇİMDE ZAMANAŞIMINA SÜRÜKLENDİ"
"Sonuçta, Fehmi Tosun’un gözaltında kaybedilmesini açığa çıkaracak hiçbir adım atılmadı. Deliller toplanmadı, sorumlular tespit edilmedi. Dosya, bilinçli biçimde zamanaşımına sürüklendi.
Bugün bir kez daha adli ve siyasi makamlara sesleniyoruz: Artık yeter! İnkâra ve cezasızlığa son verin. Evrensel insan hakları hukukundan doğan yükümlülüklerinizi yerine getirin. Fehmi Tosun dosyasında adaleti sağlayın.
Kaç yıl geçerse geçsin; Fehmi Tosun için, tüm kayıplarımız için, adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”