AKP Genel Başkanvekili Ala COP31'in Türkiye'de gerçekleşmesine ilişkin "Türkiye, ev sahipliğini üstlendiği COP'u teknik bir çevre zirvesi olmanın ötesine taşıyarak, kolektif dönüşüm arzusunun kesiştiği küresel bir platforma dönüştürme potansiyeline sahiptir" şeklinde paylaşımda bulundu.
BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında her yıl gerçekleştirilen ve dünya ülkelerinin iklim politikalarını belirlediği en üst düzey toplantı olan COP'un (Conference of the Parties), 31'incisi COP31, 2026 yılında Türkiye'de düzenlenecek.
AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin en yetkili karar organı olan Taraflar Konferansı’nın (COP) 31’inci toplantısına ev sahipliği yapacak olmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ala, Türkiye’nin COP31’i “sadece teknik bir çevre zirvesi değil, küresel dönüşüm iradesinin buluştuğu bir platform” haline getirme kapasitesine sahip olduğunu söyledi.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Ala, giderek derinleşen iklim krizinin, küresel siyasi gerilimlerin ve ekonomik kırılganlıkların ortasında alınan bu ev sahipliği kararının, Türkiye’nin “kimseyi geride bırakmayan, daha kapsayıcı ve adil bir diplomasi yaklaşımının” uluslararası alanda karşılık bulduğunu gösterdiğini ifade etti.
Ala, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son yıllarda yürüttüğü diplomatik temasların, sürdürülebilir kalkınmayı merkeze alan uzun vadeli bir perspektifin sonucu olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
“Türkiye’nin jeopolitik konumu sayesinde farklı bölgeler arasında kurduğu köprü, küresel iklim yönetişimini dar müzakerelerden çıkarıp adalet, dayanışma ve ortak sorumluluk ilkeleri etrafında yeniden şekillendirme fırsatı sunuyor. Bu kazanımlar ışığında Türkiye, ev sahipliğini üstlendiği COP31’i küresel bir kolektif dönüşüm alanına dönüştürebilir.”
Ala, Türkiye'nin farklı coğrafyalardaki diplomatik çabalarıyla iklim değişikliğinin çok yönlü ele alınması konusunda farkındalığı güçlendirdiğinin altını çizerek, şunları ifade etti:
"Bu çabalar, Türkiye'nin iklim politikalarının hem gelişmiş ülkeler hem de gelişmekte olan ülkeler nezdinde geniş bir meşruiyet alanı inşa etmesine olanak sağlamış, böylece COP'un Türkiye'de toplanması, küresel iklim müzakerelerinde yeni bir denge arayışının da kurumsal zemine kavuşmasına katkı sunmuştur. Sonuç itibarıyla Türkiye'nin ev sahipliğini üstlendiği COP zirvesi, uluslararası toplumun iklim değişikliğine ilişkin karar alma süreçlerinde niteliksel bir sıçrama yaratma potansiyeli taşımakta, bu başarının ardında ise Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kararlılıkla sürdürülen, çok boyutlu, vizyoner ve kapsayıcı diplomasi anlayışı bulunmaktadır. Bu süreç, küresel sistemin geleceğine yönelik bir dönüm noktasının habercisi niteliğindedir."


