Okuyup hayata atılanlar eskiden parmakla gösterilirlerdi. "İstikrarlı orta sınıf" olarak öne çıkan beyaz yakalıların geliri 'Okuyan yandı' dedirtti. İPA'nın araştırmasının sonuçlarına göre "istikrarlı orta sınıf" olarak öne çıkan beyaz yakalılar artık sefillik içindeler!
Türkiye'nin en büyük metropolü İstanbul'da yaşayan beyaz yakalı kesimin ekonomik durumunu araştıran İstanbul Planlama Ajansı'nın (İPA), Haziran 2025 raporu ile "istikrarlı orta sınıfın" ekonomik ve sınıfsal çöküş yaşadığını gözler önüne serdi.
İPA'nın bu kapsamlı raporu, Türkiye'de beyaz yakalı olmanın artık ekonomik ve sosyal istikrar anlamına gelmediğini aksine git gide fakirleşmeye neden olduğunu ortaya koydu.
Uzun yıllardır toplumun "istikrarlı orta sınıfı" olarak kabul edilen bu grup, günümüzde güvencesizlik, geçim sıkıntısı ve geleceksizlikle boğuşuyor. Rapor, beyaz yakalıların "alt sınıf gibi kazanıp orta sınıf gibi harcamaya çalıştıkları" yönündeki çarpıcı tespitini paylaştı.
Araştırma, beyaz yakalıların kendi sınıfsal kimliklerine dair algılarının köklü bir değişime uğradığını ortaya koyuyor. Katılımcıların çoğu, yüksek eğitimlerine ve mesleki niteliklerine rağmen kendilerini artık orta sınıf olarak göremiyor.
Bir mühendis, "Bekar olmama rağmen, tek kişi yaşamama rağmen geçinemiyorum" diyerek kendini alt sınıfta gördüğünü belirtirken, bir başka katılımcı ise "Bugün orta sınıf dediğimiz memurlar, bizim gibi kurumsal firmalarda çalışan kalifiye personel dahi yoksulluk sınırının altında kaldı" değerlendirmesini yapıyor.
TÜİK verileri, 2011-2023 döneminde beyaz yakalıların esas iş gelirlerindeki artışın sadece yüzde 1058,2 ile en düşük seviyede kaldığını gösteriyor. Aynı dönemde yöneticilerin ve nitelik gerektirmeyen işlerde çalışanların gelir artışı yüzde 1600'ü aşmış durumda.
Daha da vahimi, ILO verilerine göre beyaz yakalıların ortalama aylık kazancı 2014'te 1.237 dolarken, 2023'te 938 dolara geriledi. Bu düşüş, dolar bazında alım gücünde ciddi bir erime yaşandığını kanıtlıyor.
İstanbul Barometresi verilerine göre, her dört beyaz yakalıdan üçü ya geçinmekte zorlanıyor ya da hiç birikim yapamıyor. Katılımcıların yüzde 43,2'si temel ihtiyaçlarını karşılayabildiğini ancak kenara para ayıramadığını dile getiriyor. Kira, en büyük yük kalemini oluştururken, çocuklu aileler için eğitim masrafları da bütçeyi derinden sarsıyor. Bir katılımcının "Çocuğunu istediği okula yollayabilen, Ayvalık'tan yazlık alabilen beyaz yaka yok artık" sözleri, durumun vahametini ortaya koyuyor.
"Geçiniyoruz ama para ayıramıyoruz" diyenlerin oranı son üç yılın en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Katılımcıların tamamı, İstanbul'da ev sahibi olmanın "imkansız" hale geldiğini vurguluyor. Mülk edinme umudunun tamamen tükenmesi, bu kesimde gelecek kaygısını daha da artırıyor.
Araştırmanın en dikkat çekici bulgularından biri, beyaz yakalılar arasında yurt dışında yaşama arzusunun belirgin bir şekilde artması. Bu isteğin arkasında sadece ekonomik nedenler değil, aynı zamanda çocuklarına daha iyi bir eğitim ve sosyal refah sunma motivasyonu da yatıyor.
Beyaz yakalılar, kendi sınıfsal konumlarını tanımlamakta güçlük çekiyor. Bir kamu üniversitesi çalışanı kendini "eğitimli bir mavi yaka" olarak görürken, başka bir katılımcı "Ben beyaz yaka mıyım?" diye sorguluyor. Rapor, nitelikli emeğinin karşılığını alamayan, idealist beklentileri hayal kırıklığına dönüşen, giderek artan bir göç arzusuna kapılan ve "umut değil, hayal kırıklığı taşıyan bir sınıf" portresi çiziyor.
Kamuda çalışan beyaz yakalılar arasında da durum farklı değil. Bir öğretmen, mesleğini çok sevmesine rağmen maddi karşılığını görünce yanlış meslek seçtiğini düşündüğünü ifade ediyor. Akademisyenler ise liyakatsiz atamalar nedeniyle yükselme beklentisinin kalmadığını belirtiyor.
Özellikle özel sektörde çalışan beyaz yakalılar, iş yerlerinde örgütlü mücadele imkânı bulmakta zorlanıyor. Bir iç iletişim uzmanı, "Mavi yakalılarda sınıf bilinci var, bizde yok" diyerek, beyaz yakalıların birleşmeden hiçbir şeyin değişmeyeceği uyarısında bulunuyor.
Kaynak : halktv.com