Türkiye: Türk Milletinin Kanıyla Kurulan Vatan
Türk milleti, kanları üzerine kurduğu bu vatanda neredeyse vatansız kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Son yetmiş yılda, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin dörtte üçünün Kürt kökenli vekillerden oluştuğu bir ülkede "Kürt sorunu var" demek, bu cumhuriyete ve Türk milletine yapılmış büyük bir hakarettir.
Oysa bütün dünya biliyor ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde bir "Kürt sorunu" değil, bir "Türk sorunu" vardır.
Türkler, kanlarıyla kurdukları bu cumhuriyette kendilerini vatanlarında adeta vatansız hissetmeye başlamıştır.
Yediden yetmişe her alanda sorunlar yaşayan Türk milleti, yetmiş yıldır yönetimden dışlanmış, söz hakkı elinden alınmıştır. "Eşit yurttaşlık" kavramını diline dolayanlar, bu kavramı her şeyden önce kendini Türk Cumhuriyeti'nin vatandaşı olarak kabul eden Türk milleti için kullanmalıdır.
Ülkemiz için canını veren, vergisini ömrü boyunca ödeyen Türkler, bu cumhuriyetin sunduğu imkanlardan uzaklaştırılırken, ırkçılık ve mezhepçilik yapanlar yetmiş yıldır bu imkanların sefasını sürmektedir. Bu kişiler, bu ülkede "Kürt sorunu var" diyerek Türk milletinin kanları üzerine kurulmuş olan Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'nde ayrımcılık dayatması yapamazlar.
Yedi bin yıllık tarihin ve yüzlerce devletin sahibi onurlu Türk milleti, kendi öz yurdunda yurtsuz bırakılmak isteniyor. Oysaki bu ülke için savaş cephelerinde kan döken, başı dik duran onurlu Türk milletinin ta kendisidir.
Atatürk'ün Emanetine Sahip Çıkmak
Onurlu Türk milleti olarak, bu kıskacın arasından bir an önce birlik olup çıkmak zorundayız. Aksi takdirde, kanımızla kurduğumuz cumhuriyette yurtsuz ve ülkesiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağız.
Dünyada eşi benzeri olmayan, eşsiz bir lider olan Mustafa Kemal Atatürk'ün emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, onun gösterdiği yolda, Türk milleti yönetmelidir.
Atatürk'ün gece gündüz demeden, cepheden cepheye koşarak bin bir mücadeleyle kurduğu bu cumhuriyeti artık Türk milletine teslim etmek tarihi bir zorunluluk haline gelmiştir. 10 Kasım 1938'den bugüne tam 87 yıldır etnikçilerin ve batı taklitçilerinin elinde can çekişen Türk Cumhuriyeti Devleti'ni artık
Türk milleti yönetmelidir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin Türk milleti tarafından yönetilmesi sadece ülkemiz için değil, aynı zamanda dünya barışına da katkı sağlayacaktır. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış" sözü, tam da bunu anlatmak için söylenmiştir.
Atamızın vefatını fırsat bilenler, onun söylemlerini sadece bir slogana indirgeyerek anlamından uzaklaştırmaya çalışmışlardır.
Oysaki Atatürk'ün birçok sözü, Türk Cumhuriyeti'nin yurttaşları için bir emir kipidir. "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözüyle Atatürk, Türk ulusunun bir övünç kaynağı olmasını emretmiştir.
Fikri hür, vicdanı hür, çağdaş Türk Cumhuriyeti'nin sorumlu yurttaşları olarak, eşsiz tarihimizden gurur duyarak, tüm dünya uluslarına örnek bir biçimde yaşamamızı emreder.
Ne mutlu Atatürk’ün izinden gidenlere! Ne mutlu Türk'üm diyene! Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti Devleti! Yaşasın Türk ulus devleti!
20.08.2025
Ali Berham ŞAHBUDAK